-Deprem öldürmez, enkaz öldürür Hepsinden alınacak dersler var. Çok geçmiş olsun. Japonya’da Hergün deprem oluyor kimse ölmüyor #depremElazig
-Japonya'da meydana gelen depremlerde can kaybının az olmasının nedeni, yasal olarak yapılarda zorunlu hale getirilen mekanizmadır.
-Japonya'da 8,3 şiddetinde deprem de tek biri kişi ölmüyor, tek bir bina hasar görmüyor Çünkü önce İLİME, sonra BİLİME inanıyorlar,değer veriyorlar ona göre tedbir alıyorlar Bizde deprem vergileri israf edilmiş! Deprem Toplama alanları yok edilmiş! Yöneten ne diyor? Eyy CHP...
-Japonya'da son 2 yılda 2 adet 6,8 şiddetinde depremde ölülü ve yaralı sayısı "0" Evet yanlış okumadınız, sıfır. Bilinç sahibi olmak buna denir, işte!
-Deprem imtihanmış. Japonya beşik gibi sallanıp bu imtihanı sürekli geçerken, biz bu sınavdan niye sürekli kalıyoruz. Depreme karşı hiçbir önlem almayıp, uyaranları dinlemeyip, kaderci olduğumuz sürece daha çok ağlarız biz.
-Dinsiz Japonya’da 8 şiddetinde deprem olduğunda binalar yıkılmıyor. Bu güzelim ülke "Deprem ilahi bir ikazdır" diyenlerden kurtulduğu vakit her şey çok güzel olacak.
-Ya birader size kimse niye deprem oluyor diye sormuyor. Deprem olunca niye ölüyoruz diye soruyoruz. Milyonlarca ateistin yaşadığı japonya 8 büyüklüğünde depreme zaiyat vermezken bize niye Allaha sığının diyorsunuz onu soruyoruz.
-Milletten çatır çatır "deprem" vergisi alan tabi kaynaklar bakanı, "Her şeyi devletten beklemeyin" demiş. 2011'deki japonya depremindenden dolayı "çözümsüz kaldık" diyerek istifa eden bakan kadar haysiyet sahibi olsaydınız keşke...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, bu konuyu bugün gündeme getirerek "Bu coğrafyanın kaderi biraz da böyle ama depreme karşı önlem almak da hepimizin ortak görevi. Japonya'da da deprem oluyor, bizde de oluyor. Ama bizde insanlar hayatını kaybediyor. Bunların önlemlerini beraber alacağız" açıklamasını yaptı.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay da, bugünkü yazısında Japonya'nın deprem tedbirlerine değinerek şunları yazdı:
Türkiye’de deprem sonrası nelere alıştığımızı sütuna yatırmadan önce, bizim gibi “deprem ülkesi” Japonya’nın geldiği son noktaya bakalım.
En yüksek depremin 8 ölçeğinde olabileceğini öngörüp binaları buna göre inşa ediyorlar. Isı yalıtımı ile depreme dayanıklılık karşı karşıya geldiğinde depreme karşı önlemi ilk sıraya alıyorlar. Bu nedenle öncelik en hafif ve en dayanıklı malzeme.
Binanın sağlamlığını garanti altına aldıktan sonra insanların zarar gördüğü ikinci soruna eğilmişler: Eşyaların devrilmesi... Bunun için de büyük eşyaların duvara ya da tavana sabitlenmesini benimsemişler. Deprem anında hızla güvenli yere geçiş için evdeki eşyaların nerelere konması gerektiğine kafa yormuşlar. Örneğin masanın altına girme Japonya için binayı terk etmekten daha etkili önlem. Çünkü bina zaten sağlam, etraftan bir şey düşerse korunmak için iyi önlem. Ancak binanın sağlam olmadığı bir ülkede masanın üstüne duvar çökerse ne olur sorusunu sormamış olalım!
Japonların kafa yorduğu son “dert” ise şu: Depremden çiçeklerin, saksıların etkilenmemesi nasıl sağlanır?
Yazının tamamını okumak için tıklayınız