ID Danışmanlık Limited Şirketinin kurucusu ve ortağı olan menajer Ayşe Barım, Gezi Direnişi'ne katıldığı gerekçesiyle, "Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlamasıyla gözaltına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada Barım'a yönelik, "sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılması için yönlendirdiği, ayrıca bizzat kendisinin de firmasına bağlı sanatçılarla birlikte olaylara katıldığı belirlendi" ifadeleri yer aldı.
Barım’ın “sektörde tekelleşmeye neden olduğu” iddialarıyla hakkında yürütülen soruşturma sürerken başka bir soruşturma kapsamında gözaltına alınmasına hukukçular, gazeteciler ve oyuncular tepki gösterdi.
"İNANILMAZ BİR SAÇMALIK"
Ayşe Barım'ın gözaltına alınmasına yönelik bazı tepkiler şu şekilde:
Avukat Hüseyin Ersöz: “Ayşe Barım hakkında başka bir suçtan adli kontrol uygulayıp; 12 yıl önce Gezi Olaylarına katıldığı iddiasıyla ‘darbeye teşebbüsten’ gözaltına almak ancak ‘ortaçağ karanlığında’ yaşanabilecek bir durumdur. Bu yaklaşımın ‘modern cadı avıyla’ eşdeğer olduğu düşüncesindeyim. Hukuk Devleti olan, vatandaşının Hukuk Güvenliği’ni ön planda tutan ülkelerde, Gezi Parkı Eylemleri gibi kitlesel protestolardan bir ‘darbe paranoyası’ yaratılmaz. Bu yaklaşım, hukuki olmaktan uzak olması bir yana, aksine ‘yargı eliyle toplum mühendisliği yapılması’ olarak nitelenebilir.”
Oyuncu Farah Zeynep Abdullah: “Bu öyle böyle değil, inanılmaz bir saçmalık.”
Oyuncu Levent Üzümcü: "Ayşe’yi gözaltına almışlar. 12 yıl önceki Gezi direnişi nedeniyle hem de! Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar koca bir toplumla! 79 kişinin katilleri ellerini kollarını sallarken ve sallayacakken hem de!"
Film eleştirmeni ve gazeteci Şenay Aydemir: "İnşa edilen yeni rejim, şimdi yaptıklarınızın değil geçmişte yaptıklarınızın o zaman olmasa bile şimdi suç olduğunu söylüyor. 'En güçlü' olduğu iddia edilen siması üzerinden oyunculara ve sektöre mesaj veriliyor: Geçtim güncel politik sorunları mahallenizdeki trafik ışıkları hakkında bile söz etmeyeceksiniz."
Tiyatro yönetmeni ve Moda Sahnesi'nin kurucularından Kemal Aydoğan: "Yok artık! Arkadaş 11.5 yıl sonra Gezi planlayıcılığı diye bir suç mu kalır? Böyle bir suç çerçevesi mi çizilir? Rekabet Kurulu incelemesinden işin geldiği noktaya bak: Sektör ile Gezi birleşti. Gezi birkaç oyuncunun, menajerin, yapımcının düzenlediği kriminal olaya dönüştürüldü! TRT senaryosu yazanlar düzenin sahipleri."
Müzik yazarı ve eleştirmen Murat Meriç: “İyice delirdiler. Hiçbir şey bulamazlarsa ‘Gezi’ye katıldı’ yaftasını yapıştırıyorlar ve devam ediyorlar. İş nereden nereye geldi! Diğer iddialar unutuldu bile. Haberin altındaki yorumlar da acayip. Herkes o kadar inanmış ki Ayşe Barım’ın TC’yi yıkmak için çalıştığına… Vay be.”
Gazeteci ve yazar Serdar Akinan: “Ayşe Barım hakkında savcılık açıklamasına bakıyorum. Kesinlikle iddia ediyorum. Bu iddianame ile savcılık; Gezi sürecinde tweet atan veya mesajlaşan dilediği ismi, istediği an alır ve hapse atar. O hücrenin anahtarını da denize atar.”
Gazeteci Timur Soykan: “FETÖ'cüler sahte delil üretip kumpas kurardı. Artık Saray yargısı buna bile gerek görmüyor. Arşive bakıp hedef şahıs gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Soruşturmayı başka konuda açıp sonra gerekçe aramaya başlıyorlar. Ümit Özdağ'dan sonra Ayşe Barım için aynı senaryo işledi. Ayrıca Gezi Direnişi üzerinden herkese gözdağı vermek istiyorlar. Gezi bu ülkenin onurudur.”