Sosyal medyadaki 'Etik Kurul' hesabını kim yönetiyor: 'Gizemli bir kutu... '

Sosyal+medyadaki+%E2%80%99Etik+Kurul%E2%80%99+hesab%C4%B1n%C4%B1+kim+y%C3%B6netiyor:+%E2%80%99Gizemli+bir+kutu...+%E2%80%99
ABONE OL

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Twitter'da 'Etik Kurul' ismiyle açılan hesabı bugünkü yazısında değerlendirdi.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel web sitesinden bugün yayınladığı yazısında sosyal medyada  etik kurul ismiyle açılan hesabın paylaşımlarını değerlendirdi.
 
Bu hesabın kim tarafından yönetildiği ve nasıl bir yapı olduğunun ilan edilmediğini belirten Faruk Bildirici, şeffaf olmayan bu hesabın etik ilkelerle ters düştüğünü vurguladı.
 
Etik Kurul adlı hesaba bir mesaj attığını ve cevap alamadığını da ifade eden Faruk Bildirici, bu hesabın gizemli bir kutu olduğunu söyledi.
 
Hesabın yapılan “AK Parti tarafından belirlenen ve uygulamaya konan ‘Sosyal Medya Etik Kuralları’nı son derece önemsiyor, bu mecranın geleceğinin daha berrak olmasında, siyaseti daha erdemli kılmasında önemli rol oynayacağını düşünüyoruz" açıklamasıyla Ak Parti'ye olan yakınlığını ilan ettiğini de belirten Bildirici, hesaptan yapılan paylaşımları da incelediğini anlattı.
 
Faruk Bildirici, hesaptan genellikte; AK Parti'ye muhalif olan isimlerin damgalandığını, onların paylaşımlarının yalan, hakaret ve nefret söylemi gibi ifadelerle etik kurallara uygun olmadığının vurgulandığını söyledi.
 
Faruk Bildirici yazısında şunları yazdı:
 
Sosyal medyada “Etik Kurul” isimli bir hesap açıldı ama hesabı kim ya da kimlerin yönettiği, nasıl bir yapı oldukları ilan edilmiyor. Profilde sadece “Bu hesap sosyal medya etik kurallarının uygulamalarını takip ve bu kurallara uymayanları örneklerle deşifre etmek için kurulmuştur. İhlalleri DM ile iletiniz” çağrısında bulunuluyor.
 
     Bu hesaba 16 Mayıs’ta bir mesaj gönderdim, “@KurulEtik Sosyal medyada etik denetim yapmaya kalkıyorsunuz ama siz kimsiniz? Etik denetim öncelikle sizin şeffaf olmanızı gerektirir” diye sordum. Yanıt alamadım.
 
     Oysa etik ve şeffaflık birbirinden ayrı tutulamayacak kavramlardır.  Etik denetim yapanların denetlenebilir olması gerekir. Bu da ancak şeffaflıkla sağlanabilir. “Etik Kurul” adlı hesap ise gizemli bir kutu.
 
    Hesaptan yapılan ilk paylaşımlarda “daha temiz, daha ahlaklı, daha doğru bir sosyal medyaya erişimin her internet kullanıcısı için hak olduğu” vurgulanıyor. Sonra da “AK Parti tarafından belirlenen ve uygulamaya konan ‘Sosyal Medya Etik Kuralları’nı son derece önemsiyor, bu mecranın geleceğinin daha berrak olmasında, siyaseti daha erdemli kılmasında önemli rol oynayacağını düşünüyoruz. #YaşasınHakikat” deniliyor.
 
Yeşil ikonlu hesaplar
 
   Etik Kurul hesabının manifesto niteliğindeki bu paylaşımlarıyla, Adalet ve Kalkınma Partisi ile ilişkili oldukları dolaylı biçimde ilan edilmiş oluyor.
 
    Zaten bu hesap Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın 1 Mayıs’ta “teşkilat mensuplarının sonuna kadar riayet edeceği Sosyal Medya Etik Kuralları”nı açıklamasından sonra kurulmuştu. Bazı haberlerde de bu kurallarla ilgili denetim yapmak amacıyla Twitter’da “Etik Kurul” hesabı açıldığı belirtiliyordu.
 
     Ancak Mahir Ünal’ın sosyal medyadaki hesaplara yeşil ikon konulması ve #MilliHesaplarYanyana çağrısının ardından 13 Mayıs’ta yaptığı paylaşım asıl niyetin etik kuralları uygulamaya geçirmek olmadığını kanıtlıyordu:
 
    “#MilliHesaplarBurada diyerek 1 milyonun üzerinde twit atan, hakikatı savunarak ahlaki ve milli değerlerin yanında duran ve yardımlaşan AK Parti ve MHP’ye gönül vermiş tüm milli hesaplara teşekkür ediyorum. Dün akşam Cumhur İttifakının sosyal medyadaki gücünü ortaya koydular.”
 
Ünal’ın “Sosyal medyadaki gücünü ortaya koymak” diye tanımladığı bu faaliyet düpedüz ayrımcılık, ötekileştirmeydi. AKP ve MHP’li olmayan ve profillerine yeşil ikon koymayanlar gayrimilli ilan edilmiş oluyordu.
 
       Muhalifler damgalanmış
 
     Bu yaklaşımın izlerine “Etik Kurul” hesabının paylaşımlarında da rastladım. Mustafa Yeneroğlu, Canan Kaftancıoğlu, Faik Öztrak, Tuncay Özkan, Engin Altay, Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, Barış Yarkadaş, Mine Kırıkkanat, Levent Üzümcü’nün paylaşımlarının üzerine “Yalan”, “Hakaret”, “Nefret”, “Tehdit”, “Hedef gösterme” gibi damgalar yapıştırılmış. Bugüne değin 28 isim teşhir edilmiş, bunlardan yalnızca beşi yeşil top ikonlu. Bir de Fatih Tezcan var teşhir edilenler arasında.
 
    Hem de öyle bir “etik denetim” yapılmış ki, AKP ve siyasi iktidara yönelik eleştiriler hemen damgayı yemiş. Örneğin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun televizyondaki sözleri için “sosyal medya kurallarını ihlal etmiştir” yazılıp, “Tehdit” damgası basılmış. Başka bir örnek CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in şu paylaşımıyla ilgili:
 
    “Türk Tabipleri Birliği’nin 1820 sağlık çalışanı ile yaptığı ankete göre, sağlık çalışanlarının yüzde 60’ı koruyucu maskeye ulaşamıyor. İlk vakanın üzerinden 2 ay geçmesine rağmen hâlâ bu işi halledemediler. AKP laf üreteceğine iş üretsin, sağlık emekçilerinin yanında dursun.”
 
   Gürsel Tekin’in bu paylaşımının üzerine “Nefret” ve “Yalan” damgaları basılmış, sosyal medya etik kurallarını ihlal ettiği yazılmış. “Nefret” bu paylaşımın neresinde anlayamadım. “AKP laf üreteceğine iş üretsin” demek “nefret” sayılamaz herhalde.
 
   Yalan meselesine gelince. TTB, Gürsel Tekin’in yazdığı gibi bir anket yapmış gerçekten de. Ancak bu anket ile ilgili haberler 24 Mart’ta yayımlanmış, Gürsel Tekin’in paylaşımı ise 16 Mayıs’ta. Dolayısıyla TTB’nin anketi “ilk vakanın üzerinden iki ay sonraki durumu” kapsamıyor; o nedenle paylaşımın ikinci cümlesi sorunlu. Ama orada da politikacı kendi kanaatini dile getiriyor, o nedenle “Yalan” diye damgalamak hayli ağır bir suçlama.
 
twitter takip