GGC Başkan yardımcısı: Ebru Baki ve Bülent Aydemir’in can güvenliğinden endişe ediyoruz

+GGC+Ba%C5%9Fkan+yard%C4%B1mc%C4%B1s%C4%B1:+Ebru+Baki+ve+B%C3%BClent+Aydemir%E2%80%99in+can+g%C3%BCvenli%C4%9Finden+endi%C5%9Fe+ediyoruz
ABONE OL

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkan yardımcısı ve gazeteci Felat Bozarslan, Habertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir’in işine son verilmesine tepki gösterdi.

Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) üyesi ve Habertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, geçtiğimiz gün Para-Gündem programını birlikte sunduğu Ebru Baki’ye ekrandan sahip çıkmış ve “MHP özür dilemeli” demişti. Bu açıklamanın ardından başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere ‘Habertürk izlemiyorum’ kampanyası başlatıldı. Bahçeli’nin tweet’inin ardından kanal yönetimi Ankara temsilsici Bülent Aydemir’in işine son verdi. Aydemir'in işine sonverilmesiyle de kanalın Genel Yayın Yönetmeni Kürşad Oğuz görevinden istifa etti.

Medya tarihine bir utanç uygulaması olarak geçecek bu olayla ilgili tartışmalar devam ederken, GGC Başkan yardımcısı Felat Bozarslan'dan konuyla ilgili bir açıklama geldi.

Aydemir'in işine son verilmesine ve gazetecilere yönelik tehditlere tepki gösteren Bozarslan, gazetecilerin can güvenliğinden endişe ettiğini vurduladı.

İşte, Bozarslan'ın o açıklaması:

"Habertürk Ankara Temsilcisi ve cemiyetimiz üyesi Bülent Aydemir ile Habertürk sunucusu Ebru Baki’ye yönelik, bir merkezden yönetildiği aşikâr olan insafsız linç kampanyasını şiddetle kınıyorum. Ebru Baki’nin programı sırasında gülümsemesinden yola çıkıp, niyet okuyuculuğu yaparak bir kriz çıkarmak ve bu kriz üzerinden gazetecileri linç ettirmenin medya kuruluşlarını hizaya getirmenin yeni yöntemi olduğunun farkındayız. Bu krizin arkasındaki gerçeği hepimiz açıkça biliyoruz. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 1,5 ayda iki kez Habertürk ekranına çıkarılmasının yarattığı rahatsızlık ve bunun önünün alınma çabası, iki meslektaşımızın insafsız bir şekilde linç edilmesiyle sonuçlanmıştır. Meslektaşlarımızın siyasi çekişme ile işini yapamaz hale getirilmesini kabul etmiyoruz.

Yaşanan bu olay, halkın haber alma özgürlüğü ve gazetecilerin eleştiri hürriyetinin önündeki en büyük engelin, aslında buna sahip çıkması gereken siyasetçiler olduğunu da bize açıkça göstermiştir.

Habertürk yöneticilerinin de ekranlarına çıkan meslektaşlarımıza sahip çıkmaması, arkalarında durmaması, hem biz gazeteciler, hem de kamuoyunca üzüntüyle karşılanmıştır. Zira üyemiz Bülent Aydemir bu olaydan sonra işinden ayrılmak zorunda kalmış, Ebru Baki’nin programına da son verilmiştir. Habertürk’ün korkusuzcu, tarafsızlık ilkesine sıkı sıkıya sarılarak yayınlarına devam etmesi en büyük beklentimizdir.

GAZETECİLER EMİR KULU DEĞİLDİR

Bülent Aydemir ve Ebru Baki’ye yönelik tehdit ve hakaretler, anayasada güvence altına alınmış düşünce ve ifade ile basın özgürlüğüne vurulmuş ağır bir darbedir. Meslektaşlarımıza yönelik bu tehditleri savuranlar bilsinler ki, gazeteciler onların emir kulu değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır. Gazetecinin nasıl konuşacağına karar vermek kimsenin haddi de değildir. Eğer niyetleri gazeteciler üzerinde bir korku imparatorluğu kurmaksa, bilsinler ki, onlardan da, baskılarından da, hedef göstermelerinden de korkmuyoruz. Kimsenin gazetecileri hedef göstermeye, medya kuruluşlarına ayar vermeye hakkı yoktur. Bize ölümü gösterip, sıtmaya razı edemezsiniz. 

MESLEKTAŞLARIMIZIN CAN GÜVENLİĞİNDEN ENDİŞE EDİYORUZ

İsmi geçen partinin yöneticilerince daha önce hedef gösterilen gazeteci ve siyasetçilerin uğradıkları şiddete hepimiz şahidiz. Bu nedenle geçmiş tecrübelere dayanarak Ebru Baki ve Bülent Aydemir’in can güvenliğinden endişe ettiğimizi de kamuoyunun bilgisine sunuyorum. Meslektaşlarımızın tırnağına bile bir zarar gelirse, bunun sorumlusu arkadaşlarımızı alenen hedef gösterenlerdir.

Bugün ekmek ve su kadar elzem bir ihtiyaç olan basın özgürlüğüne her zamankinden daha çok sahip çıkmak hepimizin görevidir. Zira yaşananların ne kadar vahim hadiseler olduğunu görüyoruz, hissediyoruz. Bu nedenle meslektaşlarımızın maruz kaldığı bu haksız muameleye karşı tüm duyarlı insanları dayanışmaya davet ediyorum. Bizden beklenen bu olaylara karşı refleksimizi kaybetmemiz ve yaşananları olağan kabul etmemizse eğer, buna hiçbir zaman alışmayacağımızı da belirtmek istiyorum."

twitter takip