3 yıl 6 ay hapis cezası aldılar! Emin Çölaşan ve Necati Doğru hapis cezası için neler yazdı?

3+y%C4%B1l+6+ay+hapis+cezas%C4%B1+ald%C4%B1lar%21;+Emin+%C3%87%C3%B6la%C5%9Fan+ve+Necati+Do%C4%9Fru+hapis+cezas%C4%B1+i%C3%A7in+neler+yazd%C4%B1?
ABONE OL
Sözcü Gazetesi yazarları yargılandıkları davanın dün görülen karar duruşmasında haklarında verilen hapis cezası kararları bugünkü köşe yazılarıyla değerlendirdi. 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası alan Emin Çölaşan, aldığı cezayı hak etmediğini belirterek iktidarın kendisinden yalan olmayan gazeteciler üzerinde baskı kurmak ve onları korkutmak istediğini ifade etti. İçi boş bir davada yargılandıklarını söyleyen Çölaşan, aleyhlerinde köşe yazısı ve haberlerden başka delil olmadığını da ifade etti. Emin Çölaşan şunları yazdı: Sevgili okurlarım, aylardan beri, hakkımızda açılan anlamsız, tutarsız bir ceza davası ile haşır neşir olmak zorunda bırakılmıştık. Açılan davanın iki boyutu vardı: İlki FETÖ'cülük! İkincisi ise terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek ve destek vermek! Olayın ilk aşamasında İstanbul'daki savcıya ifade verdik. Savcı benim hakkımda takipsizlik kararı verdi. ??? Aradan tam iki gün geçmişti… Aynı savcı bu kez takipsizlik kararını kaldırıp hakkımda dava açtırdı. Ne yaman bir çelişki idi! Karar 48 saat içerisinde nasıl olmuş da 180 derece değiştirilmişti! Tam o sırada tutuklanarak küçük çocuğu ile birlikte cezaevine konulan bir anneden gelen mektubu yayınlamıştım. Mektubu yazan kadını bilmezdim, tanımazdım, suçunun ne olduğundan haberim yoktu. Yazımın başlığı “Bir Annenin Dramı.” Mektup gerçekten de, birkaç aylık çocuğu ile birlikte içeri tıkılan bir anneye yaşatılan zorlukları içeriyordu. Meğer savcı bu mektubu okuyunca karar değiştirmiş, hakkımda dava açılması için iddianame düzenlemiş… Çünkü kadın bir FETÖ'cü imiş. ??? Dava yaklaşık iki ay önce açılınca şöyle dedim: “Eyvah, bu davadan hiçbirimiz için kurtuluş umudu yok. Mutlaka ceza verecekler.” İşin başını yaşamıştık, sonu da belli olmuştu. Çoğu hukukçular ve arkadaşlarımız dahil hemen herkes aynı şeyi söylüyordu: “Bu davanın içi, altı ve üstü boş. Hiçbir şey çıkmaz, sonunda beraat edersiniz.” Ben ise tam tersini savunuyordum. “Ağzımızla kuş bile tutsak sonuç değişmez. Hapis verecekler.” ??? İçi tümüyle boş bir dava… Dosyada hakkımızda FETÖ'cü olduğumuza ilişkin herhangi bir belge var mı? Yok! Aleyhimize tanıklık yapan bir tek Allah kulu var mı? Yok! Peki bizim örgüt mensuplarıyla yapmış olduğumuz telefon görüşmeleri ve haberleşmeler, dernek ve vakıflarına üyeliğimiz, Bank Asya'da paramız vesairemiz var mı? Araştırdılar ama o da yok! Eee, o zaman biz nasıl, hangi belgelerle, hangi tanık ifadeleriyle FETÖ'cü olduk? Yanıt yok! YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ! NECATİ DOĞRU: "KARARINIZI YARIN ÇOCUKLARINIZDAN UTANMAYACAK ŞEKİLDE VERİN..." 3 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası alan bir başka isim olan Necati Doğru ise yazısında "Bizi iktidarın uşağı olamadığımız için “Fetullahçı” lekesiyle damgalamak istediler" sözlerine yer verdi. Kararı veren üç yargıcın kabul ettiği ilk iddianameyi hazırlayan savcının rüşvet istemekten mahkum olduğunu da belirten Necati Doğru'nun yazısı şu şekilde: ... Nihayet sıra geldi. Necati son sözün! Başladım: 7 celsedir buraya önünüze geliyorum. 7 celsedir burada “bilerek ve isteyerek FETÖ'ye yardımcı olduğumu gösterecek tek bir somut belge, tek bir bilgi, toplu iğne ucu kadar da olsa bir kanıt” sunamadınız. Benim yazdıklarım ortada. Geçmişim belli. Ben, Allah, Peygamber, din tüccarlığı yapan bu adamların (Fetullahçıların) yardımcısı olamam… Kimse inanmaz… Bu çamur bize yapışmaz… Devam edecektim. Etmedim. Arkadaşlarım tek cümleyle yetinmişti. Uzatıp, cümleleri çoğaltırsam sanki “kendimi büyük görüyorum” gibi duyguya kapıldım. Orada kestim. ??? Oysa evde “son sözümün diğer yarısı olarak” şu cümleleri söylemeyi kafama koymuştum. Sayın yargıçlar! 7 celsedir buraya geliyorum. Sizi gözlemliyorum. Çok genç 30-35 yaşında insanlarsınız. Evlisiniz. Kız ve oğlan çocuklarınız var. Çocuklarınız büyüyecekler. Üniversite okuyacaklar. Ola ki… Sizin çocuklarınızdan biri hukuk fakültesini bitirdi. Doktora yapmaya karar verdi. Ve doktora konusunu da “Türk Ceza Mahkemelerinde yargılanan gazeteciler” diye seçti. Ve şimdi 7 celsedir görüşülmekte olan “Necati Doğru bilerek ve isteyerek FETÖ'ye yardımcı oldu” davasının kayıtlarını inceledi. Ve bu dosyalarda Necati Doğru'yu ve diğer arkadaşlarını suçlu bulacak hiçbir somut belgeye, bilgiye, kanıta rastlayamadı. Sayın Yargıçlar! Son sözüm şudur: Kararınızı yarın çocuklarınızdan utanmayacak şekilde verin… ??? Karar çıktı! Tarih unutmaz. Utanç verici kararı alanları kaydederBeni suçlu bulup, “3 yıl 6 ay 15 gün hapis kararı” veren 3  yargıcın kabul ettiği ilk iddianameyi hazırlayan savcı “rüşvet istemekten mahkum olmuş” birisiydi. Nerden baksan! Utanç verici! Türk Hukuku adına! Yüz kızartıcı. Ben 75 yaşındayım. Sağlığım yerinde. Eğilmez, bükülmez çelik gibiyim. 3 yıl 6 ay 15 gün yatarım. 78 yaşında çıkar,  yolsuzlukları, hırsızlıkları, din ve Allah tüccarlığını yine yazarım. Ben vatanımı seviyorum. Siz okurlar üzülmeyin. Sıkmayın canınızı. Şunu bilin: Bizi iktidarın uşağı olamadığımız için “Fetullahçı” lekesiyle damgalamak istediler. Hukuku da alet olarak kullandılar. YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ  
twitter takip