Adnan Oktar'ın evinden 'Cem Küçük' belgeleri çıktı!

Adnan+Oktar%E2%80%99%C4%B1n+evinden+%E2%80%99Cem+K%C3%BC%C3%A7%C3%BCk%E2%80%99+belgeleri+%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1%21;
ABONE OL

Barış Terkoğlu bugün Cumhuriyet'teki köşesinde iktidara yakın 'gazeteci' Cem Küçük ile Adnan Oktar Cemaati arasındaki ilişkiye dair çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Terkoğlu yazısında 3 yıl önce Oktarcılara yapılan operasyonda polisin bulduğu Cem Küçük notlarını yayınladı. Bu kağıtlarda Oktar'ın bir adamının Küçük ile yaptığı görüşmede tuttuğu notlar görülüyor. Ancak Terkoğlu bu açık delillere rağmen yine de bir 'elin' devreye girdiği ve Küçük'ün Oktar soruşturmasından uzak tutulduğunu söylüyor.

Terkoğlu'nun yazısı şu şekilde:

“Önden siz buyurun” diyorsak insanlığımızdan. Mazlumun önünde eğiliyorsak vicdanımızdan. Zalimin kanlı bıçağını yalayanlara nezaket olmaz. Boynu kesen yakayı, ayağı vuran ayakkabıyı biliriz. İnsanın pusulası çoğu kez seçtiği düşmanlarıdır.

Geçen yazıda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adnan Oktar grubunun ilişkilerini yazmıştım. İstanbul Emniyeti, operasyonu, “sızabilir” endişesiyle Ankara’dan habersiz yapmıştı. Operasyonun, Soylu ile İstanbul Emniyeti arasında krize neden olduğunu anlatmıştım.

Peki grubun bağlantıları yalnız Soylu’dan mı ibaret? Ya da tuhaflıklar yalnız Soylu ile mi sınırlı kaldı?

Oktarcıların medyada en yakın olduğu ismin Cem Küçük olduğu sır değil. Adnan Oktar’a “Hocamız” diye hitap eden Küçük, operasyona kadar Oktarcılarla sürekli fotoğraf veriyor, A9 TV’deki Cemaat programlarında yer alıyordu. Adnan Oktar da eleştirilerin hedefi olduğunda Cem Küçük’e sahip çıkan bir açıklama yayımlamıştı:

“Cem Küçük’ü yalnız zannetmesinler. Hiç kimse rahatça ezerim diye heveslenmesin.”

Bir zamanlar FETÖ’ye yakınlığıyla bilinen Cem Küçük, kendisine Oktarcıların elinde yeni bir yuva bulmuştu.

Derken…

Polisin bulduğu Cem Küçük belgesi

11 Temmuz 2018’de İstanbul Emniyeti, Adnan Oktar grubuna operasyon yaptı. Haliyle gözler Cem Küçük’e çevrildi. Ancak Küçük bir anda ortadan kaybolmuştu. Sosyal medya hesabını kapatan, programlarına ara veren Küçük, daha sonra “tatilde” olduğunu açıkladı. Operasyondan dokuz gün sonra gazetesinde Oktar’la görüşmelerinin “devlet görevi” olduğunu söyleyerek şunları yazdı: “Devlet için bilgi ve belge toplamanın önemini anlamazsınız.”

Peki, Cem Küçük ile Oktarcıların toplantılarında neler konuşuluyordu? Cem Küçük, sahiden devlet için bilgi ve belge topluyor muydu? “Devlet görevi” olduğunu söylediği toplantılarda onlara neler anlatıyordu?

Bu sorunun bir yanıtı var. Zira üç yıl önce yapılan operasyonda, İstanbul Emniyeti, Oktar’ın evinde Cem Küçük’le ilgili kritik “bazı materyallere” ulaştı. Açıkçası grubu takip eden polisler, Küçük’ün Oktar bağlantılarını biliyorlardı. Ancak gördükleri onları da şaşırttı.

Sonra ne mi oldu? Savcılıkta “bir el” devreye girdi. Cem Küçük belgeleri iddianameye girmek yerine dosyanın dehlizlerinde arşivlik oldu. Konu başkaları olunca, elleri her yere uzanan dönemin Başsavcısı İrfan Fidan ve vekili Hasan Yılmaz, acaba olan bitenden habersiz miydi?"

Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...

twitter takip