Ahmet Hakan'a bir eleştiri de Hıncal Uluç'tan: 'Artık çakakalem yazıyor...'

Ahmet+Hakan%E2%80%99a+bir+ele%C5%9Ftiri+de+H%C4%B1ncal+Ulu%C3%A7%E2%80%99tan:+%E2%80%99Art%C4%B1k+%C3%A7akakalem+yaz%C4%B1yor...%E2%80%99
ABONE OL

Son günlerde TRT Müzik kanalını eleştirdiği yazısıyla gündemde olan Hıncal Uluç, bugün de Hürriyet Gazetesi Ahmet Hakan hakkında eleştirel bir yazı yazdı. Hıncal Uluç, Ahmet Hakan'ın artık çakakalem yazılar yazdığını ifade etti.

Sabah Gazetesi'nin zaman zaman yazdığı sert eleştiri yazılarıyla gündem olan yazarı Hıncal Uluç, bugünkü yazısında da Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ı topa tuttu.
 
Ahmet Hakan'ın yazılarını okumayı sevdiğini ve kendisiyle yakın arkadaş olduğunu belirten Hıncal Uluç, Hakan'ın Hürriyet'in genel yayın yönetmeni olduktan sonra eskisi kadar verimli yazmadığını savundu.
 
Hıncal Uluç, bugünkü yazısında; Ahmet Hakan'ın Hürriyet'in yazılı basına veda edeceği iddialarını yalanladığı ve ünlü oyuncu Beren Saat'in eşi Kenan Doğulu için yazdığı doğum günü mesajını yorumladığı yazılarını eleştirdi.
 
Ahmet Hakan'ın Hürriyet'in dijitale geçeceği iddialarını yalanladığı yazısındaki sert sözleri eleştiren Hıncal Uluç, Hakan'ın söz ettiği yalancıların kimler olduğunu belirtmediğini ve sanki yeldeğirmenlerine karşı savaştığını yazdı.
 
Hıncal Uluç, Ahmet Hakan'ın Beren Saat'i eleştirmesini de "Sevgili Ahmet!. Sen Beren'i tanır mısın? İki çift laf etmişliğin var mı? Olsaydı, o kızın entelektüel düzeyinin çok yukarılarda olduğunu bilirdin. Neleri okuduğunu, hangi filmleri izlediğini mesela..İkinizi karşı karşıya getirip izlediğiniz filmleri konuşmanızı isterdim, entel düzeylerinize seyirci karar versin diye" diyerek yorumladı.
 
Hıncal Uluç'un yazısı şöyle:
 
En  merakla, keyifle okuduğum yazarlardandır, Ahmet Hakan.. İyi de arkadaşım.. Hürriyet Genel Yayın Müdürlüğü'nü kabul ettiği zaman üzülmüş, bu üzüntümü ona da söylemiştim.
 
Hürriyet'in en çok okunan, konuşulan yarım sayfasını yazıyordu. Zor iş..
Televizyonda hazırlanması çok vakit alan çok kafa yorduran bir açık oturum yönetiyordu. Zor iş..
Şimdi bu iki zor işe ek olarak, dünya zoru bir işi daha yüklenecekti. Hürriyet Genel Yayın Müdürlüğü.. Türk basınının yarım asırdan fazladır amiral gemisine kaptanlık insanın gece uykularını bile kaçıracak bir önemli iştir. Hele de bugünlerde..
Günlük keyif yazılarının tadının kaçacağını düşünüyordum..
Yönetmekten yazmaya pek vakit kalmayacaktı. Yani çalakalem yazacaktı, sanki..
Öyle de oldu..
 
Pazartesi köşesinin tepesinde "Hürriyet yükseldikçe yalancılar azıyor" manşeti vardı.
 
Yazısı da şu..
 
Hürriyet, pandemi döneminde şu üç şeyi başardı:
BİR: Salgına karşı yeni bir çalışma modeline çok hızlı geçmesini başardı.
İKİ: Sokağa çıkma yasaklarının olumsuz etkisine rağmen tirajını arttırmayı başardı.
ÜÇ: Salgın sürecinden etkisini arttırarak ve güçlenerek çıkmayı başardı.
Şu anda hem kâğıtta hem de dijitalde sektörün öncüsüdür Hürriyet.
Hürriyet'in öncülüğünden rahatsız olanlar da bu süreçte hiç boş durmadılar.
Önce... "Hürriyet düşsün, Hürriyet bitsin, Hürriyet tükensin" diye beklentiye girdiler. Sonuç?
Avuçlarını yaladılar.
Ardından... Tamamen yıpratmaya dayalı bin türlü kampanyaya başvurdular. Sonuç? Yine avuçlarını yaladılar.
Baktılar ki Hürriyet'le mertçe, şereflice, delikanlıca mücadele edemiyorlar.
En son çare olarak... Kalleşçe yalanlara, palavralara, uydurmalara başvurmaya başladılar.
Hürriyet kâğıttan vazgeçecekmiş...
Hürriyet küçülecekmiş... Hürriyet şöyle olacakmış... Hürriyet böyle olacakmış...
Bu azılı Hürriyet düşmanlarına acı bir haberim var:
Hürriyet asla vazgeçmeyecek...
Hürriyet hep büyüyecek...
Hürriyet hep sağduyunun sesi olacak... Hürriyet hep her tarafa seslenmeye devam edecek.
Size de hep avucunuzu yalamak düşecek.
*
 
Şimdi bu satırları biraz çözelim..
 
"Pandemi döneminde Hürriyet yeni bir çalışma modeline geçmiş. Tüm olumsuz etkilere rağmen tirajını arttırmış ve salgın sürecinden güçlenerek çıkmış." İyi, güzel de!. Tesadüfe bakar mısınız?. Pandemi dönemi, ayni zamanda Ahmet Hakan dönemi..
Anladınız değil mi?.
 
Ahmet Hakan'ın Hürriyet'ine karşı bir kampanya başlamış..
 
Nerde?. Kim, belli değil.
Yazısında yok.
"Hürriyet düşsün, bitsin, tükensin" diye bekleyenler çıkmış..
Onlar kim, belli değil ama avuçlarını yalamışlar..
En sonunda "Kalleşçe yalanlara, palavralara, uydurmalara başvurmuşlar.
Neymiş bu alçakça yalan..
"Hürriyet kağıttan vazgeçecek küçülecekmiş.." Nerdeymiş bu kampanya?.
Avuçlarını yalayacaklar kimlermiş?.
Belli değil..
Ahmet Hakan, yel değirmenlerine saldırıyor sanki.. Hayaleti kendi yaratmış, kendi sövüyor, gibi..
....
 
Ahmet Hakan'ın ayni günkü yazısından bir örnek daha, ipin ucunu nasıl kaçırdığının örneği yani.. Çalakalem yazılınca böyle oluyormuş demek..
 
Beren Saat, eşi Kenan Doğulu ile arasındaki sorunların çözüldüğünü duyururken, şu satırları yazmış.
"Sevgili, oyun arkadaşı, eş, zor günlerde yoldaş ve birbirimize muse olduk. Karantina günlerinden sana yeniden hayran olarak çıkıyorum. Her şarkıma kattığın fikir, çaldığın her nota, sonsuzluğa taşır harmonimizi, beceremediğimiz evlilik olsun. İyi ki doğdun da sana aşık oldum"
Şimdi bu şiirsel satırlara Ahmet Hakan'ın tepkisine bakın.
"- Yine imge bırakmamış...
Bütün imgeleri hunharca yağmalamış.
- Aforizma olmasa... Tek bir cümle bile yazamayabilir.
- Üç cümlesini okuyunca yarım saat dinlenmek istiyorum.
- Sanırım biri, "Anlaşılmaz yaz, işin sırrı bu" diye öğüt vermiş kendisine.
- "Birbirimize ilham perisi olduk" yerine "Birbirimize muse olduk" yazmış. Te Allah'ım ya...
- "Harmoni" kelimesini yazarken dudaklarında kesin entel bir kıvrım oluşmuştur.
- Sözüne güvendiği biri kendisine "Kasma bu kadar, değmez" demiyor mu acaba?" Yani sen "İmge" de..
"Aforizma" de.. Hem de okur düzeyi Orta 2 terk olan bir halk gazetesinde de. Ama sevgili sanatçı eşine, kendisi de sanatçı olan bir kadının bir "Muse, harmoni" demesine öfkelen ve ağzına geleni say, köşe yazısı olsun?.
Olacak şey mi?.
Kaldı ki, Sevgili Ahmet!. Sen Beren'i tanır mısın?.
İki çift laf etmişliğin var mı?.
Olsaydı, o kızın entelektüel düzeyinin çok yukarılarda olduğunu bilirdin. Neleri okuduğunu, hangi filmleri izlediğini mesela..
İkinizi karşı karşıya getirip izlediğiniz filmleri konuşmanızı isterdim, entel düzeylerinize seyirci karar versin diye..
 
 
twitter takip