Odatv yöneticilerinin avukatları iddianame yer alan tanık ifadelerinin kendilerinden önce iktidara yakın medyada sızdırılmasına tepki gösterdi.
Libya'da şehit olan MİT görevlisinin cenazesine ilişkin haber nedeniyle tutuklu bulunan Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç'ın avukatları iddianamede yer alan tanık ifadelerinin basına sızdırılmasına ancak kendilerinin bu konuda bilgilendirilmemesine yine tepki gösterdi.
Daha önce habere imza atan muhabir Hülya Kılınç'ın söz konusu habere ilişkin fotoğrafları Akhisar Belediyesi Basın Biriminde görevli E.E.'den aldığı haberinin basında yer almasına karşın kendilerinin bu gelişmeden haberdar edilmediklerini belirten avukat Hüseyin Ersöz yine benzer bir şikeyette bulundu.
Hüseyin Ersöz iktidara en yakın medya organı olan Sabah Gazetesi'nde yer alan habere tepki gösterdi.
Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre; şehit olan MİT görevlisinin yaşadığı mahallenin muhtarı, Hülya Kılınç'ın kendisiyle konuşmaya geldiğini ve burada şehidin MİT mensubu olduğunu bildiğini ifade etti. Bu ifadelerden sanık avukatları olarak kendilerinin haberder edilmediğini belirterek basına sızdırılmasına tepki gösteren Hüseyin Ersöz, Adalet Bakanlığı'na seslendi ve "Henüz daha iddianame kabul edilmemişken, isnatları, tanık beyanlarını, şüpheli ifadelerini Avukatlara vermeyip basına sızdıranlar hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu resen soruşturma başlatacak mı? Savcılık, soruşturmanın gizliliğini ihlal edenler hakkında peki" mesajını yayınladı.
Hüseyin Ersöz'ün açıklamaları şu şekilde:
- Veee beklenen haber gelir. Tutuklu Gazeteciler hakkındaki iddianame Sabah’a sızdırılır! İçinden “cımbızla” çekilen ifadeler yayınlanır, manüpülasyon başlar. Abilerinden öğrenilenler fütursuzca hayata geçirilir. Amaç mı “algı”, “Barış’lar çıkmasın” çabası! Heykelini dikecekleri Zekeriya Öz, klasörler dolusu haber koymuştu Odatv Davası ek klasörlerine. Ama “haberle gazeteci tutuklanmayacağını” bildiğinden “sahte delil” de üretilmişti ayrıyeten.
Bugün buna dahi ihtiyaç yok! Amaç, Odatv yazmasın! İddianame Avukatlara verilmediği için elimiz kolumuz bağlı sanıyorlar. Hayır, aksine Barış’ların bağımsız ve tarafsız gazeteciliğin temsilcisi olduğunu biliyoruz. Bu güvenle hareket ediyor, İfade Hürriyeti’ni, Basın Özgürlüğü’nü savunuyoruz.
Yaşadığımız hukuk ihlallerine rağmen, daha özgür bir toplum ve daha adil bir düzen özlemimizi yineliyoruz. Barış’lar da aynı temeniyi, adaletsizlikleri deşifre ederek yazıya döküyorlardı. Sızıntı, Metastaz bu ülküyü paylaşanlara onların hediyesidir. Onlar çıkacak, yine yazacak!Henüz daha iddianame kabul edilmemişken, isnatları, tanık beyanlarını, şüpheli ifadelerini Avukatlara vermeyip basına sızdıranlar hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu resen soruşturma başlatacak mı? Savcılık, soruşturmanın gizliliğini ihlal edenler hakkında peki?
Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, 2011’deki esaret ve zulüm yıllarını yaşamış, bedel ödemiş iki gazeteci! Bugün Halit Çelenk Hukuk Ödülüne layık görüldüler. Onlar çıkacak ve yazmaya devam edecek! Bu manipülasyon kampanyasının mimarlarına da yine utanmak düşecek!
Gazetecilerin bir diğer avukatı Kazım Yiğit Akalın da, Silivri Cezaevin'de bulunan Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ı ziyeret ettiğini ve Barış'ların da iddianameye dair medyada yer alan kadar bilgi sahibi olmak istediklerini belirterek, "İddianameler çıkmadan; eskiden Zaman, Taraf, Bugün’den öğrenirdik...Artık Hürriyet ve Sabah’tan. Zihniyet aynı zihniyet, sadece karakterler değişiyor. Silivri’den çıktık. Barış’lar, halen İddianame kabul aşamasında olan, kısıtlılık kararı devam eden ancak bugün de Sabah Gazetesine bir bölümü daha servis edilen İddianameyi, en azından Sabah Gazetesi kadar öğrenebilmeyi beklediklerini ilettiler. Daha önce de söyledik, “aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemeyin. Fethullahçıların yöntemlerinin aynısını tekrar tekrar yapıp farklı sonuç mu bekliyorsunuz" mesajlarını yayınladı.
