Faruk Bildirici'den Nuh Albayrak'a: 'Amaç gazetecilik değil...'

Faruk+Bildirici%E2%80%99den+Nuh+Albayrak%E2%80%99a:+%E2%80%99Ama%C3%A7+gazetecilik+de%C4%9Fil...%E2%80%99
ABONE OL

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici bugün yayınladığı yeni yazısında; Star gazetesi genel yayın yönetmeni Nuh Albayrak'ın önce Twitter hesabından paylaştığı sonra gazetesinde yer verdiği 'İBB seçimini CHP kazanırsa İSPARK HDP'ye verilecek' iddialarını değerlendirdi.

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici bugün yayınladığı yeni yazısında; Star gazetesi genel yayın yönetmeni Nuh Albayrak'ın önce Twitter hesabından paylaştığı sonra gazetesinde yer verdiği "İBB seçimini CHP kazanırsa İSPARK HDP'ye verilecek" iddialarını değerlendirdi.

Nuh Albayrak'ın bir gazeteci olarak bu konuyu sadece 'duyum' olarak paylaşmasını eleştiren Faruk Bildirici, duyumun sadece üzerinde çalışılması gereken veri anlamına geldiğini ve araştırılıp doğrulanmadan haber haline getirilemeyeceğini ifade etti.

Faruk Bildirici, bu duyumu herkesin konuşmasının da bir kanıt olamayacağını da belirtti ve gazetecilik kurallarının sosyal medya için de geçerli olduğunu ifade etti. 

AKP Erzurum Milletvekili Selami Altınok'un bu konuya Erzurum'da yaptığı bir konuşmasında değinmesinin ardından iddiayı gazetesinin ilk sayfasına da taşıyan Nuh Albayrak için Bildirici "Gazetecinin görevi politikacılara dedikodulara dayalı propaganda malzemesi sağlamak değildir. Nuh Albayrak, İstanbul seçiminde Binali Yıldırım’ın kazanmasını sağlamak üzere hareket ediyor, bu şekilde kendi haberini yaratmayı mübah görüyorsa da bunu açıkça duyurmalı" yorumunu yaptı.

Araştırılmayan ve doğrulanmayan bir duyumu haber yapmanın yanlış değil 'yanıltma' olduğunu belirten Bildirici bu iddiaların seçime kadar  iktidara yakın medyada haber olarak yayımlanmaya devam edebileceğini de sözlerine ekledi.

Bildirici yazısının bir diğer bölümünde ise; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Akıllı ol” diye bağıran kişi ile İstanbul’da Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’dan iş isteyen iki vatandaşın iktidarı destekleyen 'Sabah' ve 'Yeni Şafak' gazetelerinde provokatör ilan edilmesini ele aldı.

Faruk Bildirici'nin yazısı şu şekilde:

Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, 5 Haziran günü İstanbul seçimleriyle ilgili bir tweet attı: “İBB başkanlığını CHP adayı kazanırsa, İSPARK’ın işletmesinin HDP’ye vermesini öngören gizli seçim pazarlığı yapıldı’ şeklinde bir iddia dolaşıyor. Umarım doğru değildir.

Çünkü HDP’nin burayı kimlere vereceği bellidir ve bunun ne anlama geldiği iyi düşünülmelidir.” Albayrak’ın bu paylaşımının altına çok sayıda yorum yapıldı. “Sen artık iyice sürreel bir adam oldun” diyen de vardı bu yorumlarda, “Ejercito Zapatista de Liberacion Nacional yani EZLN adına yani Subcommandante Marcos adına konuşuyorum; İSPARK Kızılderililerindir, hiç kimseye verdirmeyiz” ve “Gargamel’e de bankamatik memurluk teklif etmiş İmamoğlu öyle duyum aldık” diye alay eden de. Bu yorumlara tepki gösteren Albayrak, ertesi gün “Herkesin konuştuğu bir duyum hakkındaki iyi niyetli bir yorum için yazılanların seviyesine bakın, herkesi kucaklayan İmamoğlu’nun avanesinin kalitesini anlayın!” paylaşımında bulundu.   

Duyum haber değildir!

Albayrak, bu yanıtıyla “İSPARK işletmesinin HDP’ye verilmesini öngören gizli pazarlık” iddiasının kaynağını “herkesin konuştuğu bir duyum” olarak açıklamış oldu.  Bir paylaşım için böyle bir gerekçeyi öne sürmek kendi yazdığının somut dayanağı olmadığını kabul etmek demektir. Bir gazeteci için “duyum” sadece üzerinde çalışılması gereken veri anlamına gelir. “Duyum” araştırılıp doğrulanmadan haber haline getirilemez.

Aynı şekilde “herkesin konuşması” da bir kanıt sayılmaz. Sizin çevrenizdeki birileri bunu konuşuyor olabilir ama sizin dostlarınız, “herkes” anlamına gelmez.

Bütün toplumu kapsayacak kadar yaygın bir konuşulma hali varsa da bunun somut örnekleri ortaya konur. Ya da “herkes” diye tanımladığınız kişilerin kimler olduğu okura açıklanır. Bir gazeteci için habercilik kuralları sosyal medya için de aynen geçerlidir. Orada da “duyum” ve “herkes konuşuyor”a dayalı paylaşımda bulunulamaz. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin “Gazetecinin doğru davranış kuralları” bölümünde şu ilke yer alıyor: “Gazeteci, haber içeriklerini sosyal medya hesapları, web siteleri ile bloglarında paylaşırken çarpıtma, yanıltma, yönlendirme yapmamalı, kişi ya da kurumları, teyit edilmemiş bilgilerle zan altında bırakmamalıdır.” 

Bu ilkedeki “teyit edilmemiş bilgilerle zan altında bırakmamalıdır” bölümü, tam da Albayrak’ın paylaşımını kapsıyor. Albayrak da “herkesin konuştuğu bir duyum” diyerek araştırıp doğrulamadan “İSPARK işletmesinin HDP’ye verilmesini öngören gizli pazarlık olduğu” iddiasını paylaşarak “teyit edilmemiş bilgilerle Ekrem İmamoğlu’nu zan altında” bırakmış oldu.   

Paylaşım propaganda malzemesine dönüştü!

Üstelik “teyit edilmemiş duyuma” dayanarak sosyal medyada paylaşımda bulunan kişi bir muhabir değil, bir gazetenin genel yayın yönetmeni. 

Yönettiği gazetenin ve kendisinin iktidara yakın olması gazetecilik kural ve ilkelerinin askıya alınmasını gerektirmez. Madem gazetecilik yapıldığı iddiasıyla yola çıkılıyor ve bu faaliyet topluma gazetecilik olarak sunuluyor, o halde evrensel gazetecilik ilkeleri yok sayılamaz. ...

Ülkemizde “vatan haini” damgası basılması gibi, “provokatör” ilan edilmek de çok kolay. Bir olay olunca hemencecik yargılayıp, insanları provokatör ilan edenlerin başında da medya geliyor. İktidar yanlısı medya şimdi de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Akıllı ol” diye bağıran ile İstanbul’da Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’dan iş isteyen iki vatandaşı “provokatör” ilan etti.

Peki, bu kişileri hangi bilgiye dayanarak suçladılar? Yeterince araştırıp, “provokatörlük” ile suçladıkları kişilerle konuştular mı?

Kısacası, bu yapılan habercilik mi? Haberlere bir bakalım. 8 Haziran’da Sabah gazetesi ve internet sitesindeki haber, “Provokatör CHP’li çıktı” başlığını taşıyordu. 

İlk cümle şöyle; “Soylu ve Göksu’nun katıldığı bayramlaşma programındaki provokatörün kim olduğu ortaya çıktı”. Haberi yazan baştan kararını vermiş zaten, “O bir provokatör”. Sonraki cümle; “..programa kışkırtıcı bir amaçla geldiği kısa sürede anlaşıldı”. Amacını anlayan kim?

Gazeteci değil, sonraki cümlelerden anladığımız kadarıyla Esenler Belediyesi. İyi de belediyenin açıklamasının kanıtı ne? Yok. Belediye, bu kişinin “CHP Güngören ilçe teşkilatında görevli” olduğunu öne sürüyor. Onun kanıtı da yok, bu iddia da araştırılmadan doğru kabul ediliyor.

Böylece iş istediği için azarlanan vatandaş sorgusuz sualsiz provokatör ilan edilmiş; onu azarlama görüntüleri sosyal medyada tepki çeken AKP’li belediye başkanının haklı çıkarılmasını amaçlayan bir metin ortaya çıkarılmış oluyor. İkinci “provokatör” ilan etme vakası, yine 8 Haziran’da Yeni Şafak’taydı.  “O provokatör bakın kimmiş?”  başlıklı haber de Bakan Soylu’ya, “Akıllı ol” diye bağıran M.Ali Sivaz adlı kişiyi “provokatör” olarak damgalıyordu. 

Bununla da yetinilmiyor, “DHKP-C, THKP-C ve Dev-Yol ile bağlantılı, STK’ların gösterilerine katılan, Pontusçular’ın dostu, silah ve sigara kaçakçılarıyla yakın ilişkili” olmakla suçlanıyordu. “Yeni Şafak, 55 yaşındaki Sivaz’ın karanlık ilişkiler ağına ulaştı” diye başlayıp uzayıp giden bu metinde hakkında en ufak bir soruşturma bile olmayan Sivaz’ın ne denli tehlikeli bir suçlu olduğu anlatılıyordu! 

NUH ALBAYRAK: "BENİM DE GÖRÜŞÜME BAŞVURMANIZ OMBUDSMANA YAKIŞAN DAVRANIŞ OLURDU"

Faruk Bildirici'nin bu yazısına Nuh Albayrak'dan da cevap geldi. Albayrak Twitter hesabından Bildirici'nin yazısı için  "Hakkımda yazmadan önce benim de görüşüme başvurmanız ombudsmana yakışan bir davranış olurdu. Ayrıca bunun için yeterli diyaloğumuz da olduğunu sanıyordum. Bari hiç değilse yayınlarımızı takip etseydiniz" yorumunu yaptı.

Bildirici'nin cevabı da "Sayın Albayrak, yayınlarınızı takip ediyorum. Orada İSKİ iddiası yoktu. İkincisinde ilk paylaşımınızın kaynağını açıklamıştınız o nedenle yeniden sormadım. Hareket noktam, duyum ve haber ilişkisiydi. Ama yanıtınızı hemen sayfama ekleyebilirim. Tartışmanın yararına inanıyorum" şeklinde oldu.

twitter takip