Gazetecilerden meslektaşlarının tutuklanmasına tepkiler geliyor!

Gazetecilerden+meslekta%C5%9Flar%C4%B1n%C4%B1n+tutuklanmas%C4%B1na+tepkiler+geliyor%21;
ABONE OL

Yeniçağ Gazetesi yazarları bugünkü köşe yazılarında gazetenin yazarı Murat Ağrıel ve tutuklanan diğer meslektaşlarını kaleme aldı.

 
 
Şehit olan MİT görevlisinin kimliğini deşifre ettiği gerekçesiyle açılan soruşturma kapsamında Odatv haber müdürü Barış Terkoğlu ve genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan'ın ardından Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağrıel'in de tutuklanması gazeteciler ve bazı siyasetçiler tarafından tepkiyle karşılandı.
 
Şehit olan MİT görevlisinin kimliğinin meclisten sosyal ağlara kadar yayıldığını ve bu bilginin artık bir devlet sırrı olmadığını ifade eden gazeteciler bu haberin bahane edilerek muhalif medyaya yapılan baskıya tepkilerini gösteriyor. 
Yeniçağ Gazetesi'nin yazarları da bugünkü yazılarında Murat Ağrıel'in tutuklanması başta olmak üzere son günlerde muhalif basına karşı artan tutuklamalara tepki gösterdiler.
 
İstihbarat görevlisinin kimliğinin deşifre edilmesinin bahane edildiğini savunan Arslan Bulut, Murat Ağrıel'in Sarmal kitabında, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun da 'Metastaz' kitabında yazdıklarının gerçek tutuklama kararı olduğunu ifade etti. 
 
Bu kitaplarda iktidarın işlediği suçların anlatıldığını belirten Bulut, "Odatv ise somut delillere dayalı sağlam haberler yapıyor. Muhalefet etmek veya gerçekleri yazmak suç mudur? Hani, "İktidara muhalefet etmek suçtur" diye yasa çıkarsalar, muhalif partileri de kapatsalar, sonuçları bu kadar olur" dedi.
 
Gazetenin bir diğer yazarı Arslan Tekin de, bu tutuklamaların savcıların ve hâkimlerinin inisiyatifi üstünde görüleceğini belirterek, "Muhalefet; tutuklayarak, yok sayarak, benden olmayan gebersin diyerek mi susturulacak. Birlik zamanı diyoruz; ayrıştırmak için birileri özel çaba harcıyor" dedi.
 
Gazetenin bir diğer yazarı Orhan Uğuroğlu da, üzgün ve kızgın olduğunu belirterek hakimin siyasi bir karar verdiğini ifade etti ve Odatv'nin yayınlarının durdurulmasını, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağrıel'in tutuklanmasını şiddetle kınadığını belirtti.
 
Orhanoğlu, köşesinde Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin'in yazısına da yer verdi. Nazmi Bilgin de, "Türkiye tek sesli olmaz" diyerek "Zıvanadan çıkan tek adam rejimi Türkiye'yi ortaçağa götürüyor" ifadelerine yer verdi şunları yazdı:
 
Haber yazdı diye haberciler hapsedilemez- Türkiye'nin tek sesli olmasını kimse istememelidir. - Sezarist uygulamaların ülke sorunlarının çözümüne katkı koyması beklenmemelidir.- İnsan hayatı en önemli değerdir.
 
Gazeteciler her ne sebeple olursa olsun hayatlarını bu ülke veya bu ülkenin çıkarlarını savunma maksadıyla heba eden kahramanları her türlü saygıyı ve takdiri görmelidir. - Sessiz, sedasız cenazeleri kaldırılıyor, sanki hiç öyle bir kayıp yaşanmamış gibi davranılması bekleniyor ise, insanımız bunu kabul etmez.- Türkiye'nin imajını gazeteciler bozmuyor.- 180 ülkeli Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye'nin 157. sırada olması ciddi bir "ayıptır.
 
Türkiye, 2016'dan bu yana Freedom House raporlarında 'özgür olmayan' ülkeler arasında gösterilmektedir. -Türkiye'nin imajının bu denli kötüye gitmesinden dolayı Yunanistan sınırında şiddet gören Türk ve yabancı gazeteciler sorumlu gösterilemez.- Hapisteki gazeteci sayısı 99'a çıktı, birçok gazeteci de şartlı serbest statüsünde tutuksuz olarak yargılanmakta ki Türkiye'nin parçası olmayı umduğu Avrupa Birliği norm, değer ve yasal mevzuatıyla tamamen ters bir adli mevzuat ve anlayışla gazetecilerin yaşamlarının bir bölümünde hapse düşmeleri kabul edilemez.
 
Gazetecilere yönelik şiddetin cezasız kalması,- Medyaya yönelik suçlarda cezasızlık kuralının nadiren bozulması,- Demokratik kurumsallığın giderek daha da çözülmekte olduğunun görülmesi- Eleştirel haber yazan gazetecilerin ithamlarla ve itibar suikastı taktikleriyle savaşmak zorunda bırakılmalarını Türkiye'nin yararına görmek mümkün değildir.- Samimi dileğimiz tüm bunlara son verecek ve Türkiye'yi demokratik ülkeler ligindeki saygın yerine oturtacak politika değişikliklerdir.- Murat Ağırel, Ferhat Çelik, Aydın Keser ve diğer arkadaşlarımızın adli kontrolle serbest bırakılmaları memnuniyet verici gibi görünse de, haber yazmak suç değildir, haberciler de haber yazdıkları için yargılanmamalıdırlar.- Murat Ağırel 'in 24 saat sonra tutuklanmasını, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç'ın tutuklanmalarını ve Oda TV'ye erişim engeli kabul edilemeyecek uygulamalardır.
 
Haberciler haber yazdı diye adli işleme uğramamalı, tutuklanmamalıdırlar.
 
Şüphesiz ki gazetecilik suç değildir ve haber yaptıkları için gazeteciler tutuklanmamalıdır…
 
Değerli okurlarım,Siyasileşen yargı bilinsin ki Türkiye'yi ortaçağa götürüyor.Zıvanadan çıkan tek adam rejimi Türkiye'yi ortaçağa götürüyor. 
 
twitter takip