CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Kılıçdaroğlu'na yönelik 'Şaşırtıcı biçimde önce yerel seçimi hedef gösterdi sonra da gerekirse 16'lı masa kuracağını söyleyerek çok uzun vadeli bir siyaset planlaması yaptığını anlattı. Değişim böyle olmaz' dedi.
CHP’de 28 Mayıs seçimlerinin ardından yaşanan “değişim” tartışmasına Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimlerden Bülent Tezcan da katıldı.
Tezcan BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamalarda, “Değişim önce liderlik değişimiyle başlar. Çünkü bü- yük değişimler liderlik değişimiyle başlamıştır” açıklaması yapmıştı.
Bu kez de Tezcan, Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin’e konuştu. Bülent Tezcan, “Kadro hareketi önemli. Yeni dönemde yenilenmek için kadro hareketi gerekiyor. Bu illa parti içinde yönetimde yer almanızı gerektirmiyor. Herkes destek olur! Önemli olan yeni isimleri, dışarıda kalan birikimli kadroları sürecin içine çekebilecek heyecanı yaratmak” dedi.
“Dün Bülent Tezcan’ı aradım ve kurduğu ilk cümle şu oldu: ‘Samimi bir özeleştiri ve samimi bir değişime ihtiyaç var. Hesaplaşmadan çok yenilenmeye ihtiyaç var. Bunu yaparken de kendimizi ayrı tutarak değil. Topyekun önünü açmak gerekiyor'" ifadelerini kullanan Aytunç Erkin, köşesinde şu satırlara yer verdi:
Bu süreçte Kemal Bey’le görüştünüz mü?
Seçim sonrasındaki süreç- te, istifa etmeden önceki ilk MYK’da, seçimin kaybıyla ilgili düşüncelerimi aktardım. Ama gelinen noktada ‘Siz bırakın’ meselesini yüz yüze konuşmadık. Bu yüz yüze konuşulacak mesele değil samimi bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Benim beklediğim sayın genel baş- kanın bırakmasıydı. Ancak ilk andan itibaren hem medyaya hem partiye verdiği mesajlar gitmemek üzerine kuruluydu. Bu da doğru değil. Görüş- medik ama belli kurullarda düşüncelerimi söyledim. Şunu ekleyeyim: ‘Siz istifa edin, bırakın’ sözünü seçim sonrası MYK’da söyleme- dim. Nerelerde hata yaptık üzerine konuştum. Sadece genel başkanın değil hepimi- zin hataları üzerine yapılan tespitlerdi.
Nerelerde hata yaptınız ve seçimi kaybettiniz?
Bayramdan sonra seçim sürecini tek tek anlatmakta fayda var. Ayrı bir konuşmayı uygun buluyorum. Bugün değişim vurgusunun öne çıkması daha doğru. Bunu gölgelememek gerekiyor. Ciddi ciddi bunu konuşa- lım. Üç madde saydım: Kısa vadede yapacağımız iş, liderlik değişimi. Olağanüstü kurultay bir seçenekti, olmadı. Olağan kurultay takvimi başladı. Önümüzde yerel seçimler var. Ekim sonuna kadar kurultayı tamamlayıp kısa vadede lider- lik, liderlik değişimi ve seçim muhasebesini bitirmemiz lazım. Orta vadede yapmamız gereken yerel seçimlere hazır- lık. 31 Mart 2024’e kadar olan süreç orta vade. Seçim hazırlığını yapıp, “Yerel seçimlerde nasıl yapacağız?”, “İttifak yapacak mıyız, yap- mayacak mıyız?”, “Adaylarımız kim olacak?”. Buraya odaklanmamız lazım. Üçüncü aşama da bir sonraki Olağan kurultay. Bu olağan kurultay bittikten sonraki iki yıllık dö- nemde, bir sonraki olağan ku- rultaya kadar da uzun vadede partinin yapısal dönüşümünü suhuletle sağlamamız lazım.
Yani; lider değişimi ve kadrosunun yenilenmesi, yerel seçimler, ondan sonra yapısal olarak değişim.
BEKLENEN O GECE İSTİFAYDI
Kılıçdaroğlu’nun seçim gecesi bırakması gerektiğini söylediniz.
Seçim bittiği gün bekledi- ğim de oydu: Kemal Bey’in “Bütün seçmene, partiye teşekkür ediyorum. Buraya kadar getirdik. Bundan sonra toplumun ihtiyacı yeni bir kadro görmektir. Ben olağanüstü kurultayı topluyorum, yeni dönemde aday olmuyorum. Bu değişimi koordine edeceğim. (Birisini getireceğim değil) Değişime önder olacağım” demesini beklerdik. Ama şaşırtıcı biçimde önce yerel seçimi hedef gös- terdi sonra da gerekirse 16’lı masa kuracağını söyleyerek çok uzun vadeli bir siyaset planlaması yaptığını anlattı. Buradan partiye, Türkiye’deki sosyal demokrasiye olumlu sonuç beklemek zor. Değişim böyle olmaz.
Değişim çağrısı yapan Ekrem İmamoğlu’yla görüştünüz mü?
Hepsiyle görüşüyorum. Bu söylediklerim Ekrem Bey’e bağlı açıklamalar değil. Bütün partili arkadaşlarla görüşüyoruz. Ama asıl görüşme bundan sonra. Her kesimin birbiriyle görüşmesi gerekiyor.
Her kesim derken, kimleri kastediyorsunuz?
Parti içinde her kesim görüşmeli. Büyük bir soğukkanlılıkla süreci değerlendirmesi lazım. Sağlıklı bir şekilde değişimin önünün açılması önemli. Her şeyden önce suçlama psikolojisinden herkesin kurtulması lazım. Birilerini suçlamaya başladığın an diğeri de kendisini koruma refleksi içine giriyor. Herkes rasyonaliteyi kaybediyor.
Birincisi; hepimiz masaya oturalım ve bu değişimi sağlamadan biz bir daha seçmenin önüne çıkamayız. İkincisi; işin bundan sonrasına ilişkin, değişim, kimsenin makamını, pozisyonunu, koltuğunu garanti edecek şekilde tasarlanmamalı. Ben de dahil. Yoksa bizi zehirleyen bu! Değişimi yapalım ama ben kendi koltuğumu koruyayım! Bu doğru değil. Genel başkan da böyle düşünmemeli, bu süreci yürütecek kadrolar da böyle düşünmemeli. Tek bir hedef var: O da iktidar koltuğu ve onu da kolektif akılla yürütebilirsin.
DEĞİŞİM KADRO HAREKETİYLE OLUR
Kolektif akılı açar mısınız?
Kadro hareketi önemli. Yeni dönemde yenilenmek için kadro hareketi gerekiyor. Bu illa parti içinde yönetimde yer almanızı gerektirmiyor.
Herkes destek olur! Önemli olan yeni isimleri, dışarıda kalan birikimli kadroları sürecin içine çekebilecek heyecanı yaratmak. Bunu yapamazsanız değişim sadece sihirli bir kelimeye dönüşür. Böyle olursa, değişimin önündeki engellere parti emanet edilmiş olur. Partinin alışkanlıkları vardır ve bu alışkanlıklar da değişimin içindeki en büyük engeldir. Alışkanlıkları da mevcut liderlik kadrosu temsil ediyor. Genel başkan dahil olmak üzere bizlere düşen görev, yeni liderlik kadrosunun değişimin içindeki en büyük engeldir. Alışkanlıkları da mevcut liderlik kadrosu temsil ediyor. Genel başkan dahil olmak üzere bizlere düşen görev, yeni liderlik kadrosunun oluşmasına omuz vermektir.
Partide çok kıymetli kadrolar var ve dönüşümün motoru da bu kadro hareketi olmalı.