Helikopterden atılma olayını haberleştirdikleri için tutuklanan gazetecilerin davası başladı!

Helikopterden+at%C4%B1lma+olay%C4%B1n%C4%B1+haberle%C5%9Ftirdikleri+i%C3%A7in+tutuklanan+gazetecilerin+davas%C4%B1+ba%C5%9Flad%C4%B1%21;
ABONE OL

Van'da 4'ü tutuklu 5 gazeteci hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı. Sadece 4 gazetecinin takip etmesine izin verilirken, meslek örgütü temsilcileri ve aileler ise duruşmaya alınmadı

Van'da 2 yurttaşın helikopterden atılarak işkenceye maruz bırakılmasını haberleştirmeleri sonrası 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında açılan davanın ilk duruşması başladı.

Van 5'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, gazeteciler tutuklu bulundukları cezaevlerinden, tutuksuz yargılanan Zeynep Durgut ise Şırnak'ın Cizre ilçesinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılıyor. Avukatlar da duruşmada hazır bulundu.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanları Serdar Altan ve Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MGKP) Sözcüsü Ayşe Güney, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, çok sayıda gazeteci ve tutuklu gazetecilerin yakınları duruşmaya katılmak için sabahın erken saatlerinde adliyeye geldi.

Mahkeme, koronavirüs salgını gerekçesiyle sadece 4 gazetecinin duruşmayı izlemesine izin verdi. Meslek örgütü temsilcileri ve aileler ise duruşmaya alınmadı. Duruşma salonuna alınan gazetecilerin telefonları ise kapatıldı.

‘Gazetecilik yargılanıyor’ 

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak Adnan Bilen söz aldı. Davanın gazetecilik yargılaması olduğunu vurgulayan Bilen, "Burada yapılan yargılama, tüm muhalif gazetecilerin yargılanmasıdır. Bu yargılama tarihe not düşülecektir" dedi. Bu sırada mahkeme başkanı Bilen'in savunmasına, "Kendinle ilgili kısımları anlat, herkes biliyor" sözleriyle müdahale etti.  20 yıldır gazeteci olduğunu ve böylesi bir durumla karşı karşıya kalmadığını dile getiren Bilen, iddianameye değindi. Daha önce çektiği fotoğraflardan kaynaklı yargılandığını ifade eden Bilen, "Basın kartı sahibi olmadığımız yazıyor iddianamede. Basın kartı akredite kartıdır. İletişim Başkanlığı 4 ayda 680 kişinin basın kartını iptal etti. Türkiye’deki yabancı basının yüzde 90’ı ülkeyi terk etti. Türkiye'de sarı basın kartı olmayan on binlerce gazeteci var. Van Gölü Gazeteciler Cemiyeti'nin 100 küsur üyesinin 12'si sarı basın kartı sahibidir. İletişim Başkanlığı, basın kartı yönetmeliği iptal davasında kartın tanımlayıcı değil kolaylaştırıcı nitelikte olduğunu söylemiştir" diye belirtti.

Mahkeme Başkanı'ndan müdahale

Muhabirlerin, çalıştığı ajansların yayın politikasını belirleyemeyeceğine dikkati çeken Bilen, "Ben ve burada bulunan 5 arkadaşımız yaptıklarımızdan sorumlu tutulabiliriz. Bizler muhabiriz. Ajansın yaptıklarından bizim sorumluluğumuz olamaz. İstanbul'da merkezi var, yayın kurulu var" diye konuştu. Bilen, tutukluluklarına son verilmesini istedi. Mahkeme Başkanı'nın sık sık Bilen'in savunmasına müdahale etmesi dikkati çekti.

‘Sarı basın kartı dikkate alınmamalı’

Savunmasında gazetecik faaliyetlerinin yargılandığını dile getiren  Nazan Sala, 15 yıldır gazetecilik olmasına rağmen hazırlanan iddianamede sarı basın kartı bulunmadığı gerekçesiyle gazeteci olarak görülmemelerine tepki gösterdi. 2010- 2017 yılları arasında sahip olduğu sarı basın kartının çalıştığım gazetenin 2017’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmasıyla iptal edildiğini söyleyen Sala, gazeteci olup olmadığının bugün bu kart üzerinden değerlendirilmesine “sarı basın kartının dikkate alınacak bir kart olmadığını” söyleyerek tepki gösterdi.

‘Ülkede basın özgür olmazsa kimse özgür olmaz’

Mahkeme Başkanı’nın “Suç unsuru olacak şeylere girme” diyerek sözünü kesmeye çalıştığı Sala, savunmasına şöyle devam etti: “Ciddi bir inceleme yapılmış olsaydı benim paylaşımım olmadığı, etiketlendiğim için sayfamda görünen şeyler olduğu anlaşılırdı. Bunlardan suç isnat edilmektedir. Altı aydır cezaevindeyiz. Biz gazetecilere, özellikle Kürt gazetecilere uygulanan bir müdahale söz konusu. Bir ülkede basın özgür olmazsa kimse özgür olmaz, siz de olmazsınız. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum."

‘Delil yok’

Tutuklu gazeteci Şehriban Abi, çalıştığı JinNews'in resmi bir haber ajansı olduğunu belirterek, "Tutukluluğumuzun 5'inci ayında iddianame hazırlandı. İddianame denilse de… 2020 yılının ilk dört ayında teknik takip yapılmış. Ben kadın ve çocuk istismarı haberleri yaptım. Bu haberleri yapmak suç mudur?" diye sordu. Abi, hakkındaki "örgüt üyesi olmak" iddiasına dair bir delilin olmadığını vurguladı.

‘Bu tarz işkence haberleri yüksek kamu yararı taşır’

Tutuklu Gazeteci Cemil Uğur, “Ben gazeteciyim ve burada gazetecilik yargılaması yapılıyor" diyerek savunmasına başladı. “İddianamede sadece toplumsal haberler yapıldığı, doğa olayları, spor ve magazin haberleri yapılmadığı iddia ediliyor" sözleriyle iddianameye değinen Uğur, "Oysa biz Van Başkale depreminden Türkiye'nin hafızasında kazınan kareleri de çektik" diye konuştu. Mezopotamya Ajansı'nın yasal bir ajans olduğunu vurgulayan Uğur, "İki yurttaşın helikopterden atıldığına dair haberi yaptığım için tutuklandım. Bu suç değildir. Haberimizin kaynakları, hastane raporları ve görgü tanıklarının beyanlarıdır. Bu tarz işkence haberleri yüksek kamu yararı taşır" diye savunma yaptı.

‘Yaptığım haberler kadın ve çocuk haberleridir’

Ardından tutuksuz yargılanan gazeteci Zeynep Durgut, Şırnak'ın Cizre ilçesinden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla TV'ye yaptığı haber paylaşımının suç sayıldığını aktaran Durgut, "Canlı bağlandığım TV programı beni alakadar etmiyor. Bugün A Haber dahi arasa ona da aktarım yapabilirim. Ben gazeteciyim. Her gün yüzlerce kadının öldürüldüğü bu ülkede 8 Mart’ı aktarmanın nesi suç olabilir? Bunun hukuksuz olduğunu düşünüyorum. Yaptığım haberler kadın ve çocuk haberleridir, doğa haberleridir. Beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

Duruşma avukat savunmalarıyla devam ediyor. (Yeni Yaşam)

twitter takip