Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici geçen haftadan bu yana gündemde geniş bir şekilde yer bulan çocuk istismarcılarının 'erken yaşta evlilik' diyerek meşrulaştırılması konusundaki haberleri analiz etti.
Anadolu Ajansı'nın 16 Nisan'da 'Erken yaşta evlenen kadın eşinin cezaevinden çıkacağı günü bekliyor' başlıklı haberinden sonra dün de iktidara en yakın gazetelerin başında gelen Sabah'ın yazarı Hilal Kaplan, yazısında reşit olmayan yaştaki kız çocuklarının evliliklerini yazmış ve bunları istisrmar değil erken yaşta evlilik olaran tanımlamıştı. Hilal Kaplan bu kişilerin aile olması gerektiğini savunmuştu.
Hilal Kaplan'ın yazısını okumak için TIKLAYINIZ
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici de, kişisel web sitesinden yayınladığı yazısında; Anadolu Ajansı haberi ve Hilal Kaplan'ın yazısından yola çıkarak 'erken yaşta evlilik' tanımıyla istismarın meşrulaştırılmaya ve küçük yaştaki kız çocuklarıyla evlenen erkekler için af kampanyası başlatıldığını ifade etti.
Bildirici, medya yoluyla halkın bu fikre alıştırıldığını ve olayın masummuş gibi gösterilmeye çalışıldığını ifade etti.
Anadolu Ajansı haberlerinde ve Hilal Kaplan'ın yazısında bu ilişkilerin istismar değil masummuş gibi yansıtıldığını vurgulayan Faruk Bildirici, Yeni Akit, Türkiye, Yeni Şafak gazetelerinde de bu yönde haberler çıktığını söyledi.
Anadolu Ajansı'nın gündem olan haberinden başka da aynı tarzda altı habere imza attığını ve bu haberleri incelediğini söyleyen Faruk Bildirici, 'Anlaşılan iktidar partisinin bu hazırlığına destek için medya kampanyası açılmış. 'Erken yaşta evlilik' başlıklı haber ve yazılarla bu affa zemin hazırlanmaya çalışılıyor. Anadolu Ajansı'nın altı haberle 'küçük yaştayken yaşadıkları masum aşk öyküleri yüzünden mağdur olan kızlar ve erkekler' algısı yaratmaya çalışmasının amacı da bu.Anadolu Ajansı, siyasi iktidarın medya kampanyasının kullanışlı aygıtı olmuş da haberimiz yok' dedi.
Faruk Bildirici'nin yazısı şu şekilde:
Hilal Kaplan'ın 'Cinsel istismarcı iftirasına uğrayan aileler' başlıklı yazısını okuyunca küçük yaştaki kız çocuklarıyla evlenen erkekler için af kampanyası başlatıldığına iyice emin oldum.
Zira Anadolu Ajansı da 16 Nisan'da durup dururken 'Erken yaşta evlenen kadın eşinin cezaevinden çıkacağı günü bekliyor' başlıklı haber geçmiş, 'kız çocuklarının istismarını meşrulaştırdığı' tepkisine neden olmuştu.
Sabah yazarı Hilal Kaplan'ın dünkü yazısı ile AA'nın tartışılan haberi aynı çizgide. Kaplan da AA'nın haberinde olduğu gibi 'erken evlilik mağduru aileler' tanımını kullanıyor. AA'nın haberinde erkeğin yaşı verilmiyordu ama yakın yaşlardaki kız ve oğlan çocuklarının evlenmesi olarak sunulmuştu olay. Kaplan'ın aktardığı evlilik de kız çocuğu 14, erkek 18 yaşındayken başlamış.
AA'nın haberi ile Kaplan'ın yazısının asıl ortak yanı, kız çocuklarıyla yapılan bu evliliklerin cinsel istismar olarak görülmemesi. Kaplan, yazısında açıkça 'Kamuoyunda 'erken evlilik mağduru' olarak bilinen bu aileleri 'cinsel istismarcı' diyerek yaftalamayı bir kenara bırakın ve onlara kulak verin' çağrısında bulunuyor.
Hatta 'Türk Ceza Kanunu'nda 15 yaşındakilerin evlilik öncesi beraber olmasını suç sayan bir yasa veya ergen hamileliğini önleyen bir tedbir yok. Ancak iki genç evlenerek bu 'hatayı' işliyorsa, suç...' diyor.
Bu tamamen meseleyi saptırma. Mesele 15 yaşındakilerin, yani ergin (reşit) olmayanların evlilik öncesi beraber olması değil. 'İki gencin evlenmesi' de değil. Yasaların suç saydığı ve insani açıdan da karşı çıkılan mesele, küçük kız çocuklarının kendilerinden büyük erkeklerle birlikte olması ya da birlikte olmaya zorlanması. Aradaki yaş farkının her zaman bu kadar az olmadığı malum. Kaldı ki, kendisinin verdiği örnekte de kız çocuğu 15, erkek 18 yaşında. Aralarındaki yaş farkı az olsa da kız çocuğu adı üzerinde henüz çocuk, erkek ergin birey.
AA, iki günde altı haber geçmiş
Hilal Kaplan'ın, Meclis açılır açılmaz af konusunun gündeme getirilmesini savunduğu yazısını okuyunca biraz geriye dönüp, haberleri taradım. Yeni Akit, Türkiye, Yeni Şafak gazetelerinde de bu yönde haberler çıkmıştı son günlerde. Ama asıl dikkatimi çeken Anadolu Ajansı'nın haberleri oldu.
Meğer AA sadece 'Erken yaşta evlenen kadın eşinin cezaevinden çıkacağı günü bekliyor' haberini geçmemiş. 15-16 Nisan günleri aniden harekete geçip, benzer başlıklar taşıyan ve hemen aynı dille kaleme alınmış tam altı haberi servise koymuş.
Haberlerin altısında da 14 yaşındaki kız çocuklarının istismarı normalleştirilmeye, istismarcılar için de mağduriyet algısı yaratılmaya çalışılmış. AA'nın bu haberlerini başlığı, dili, içeriği, unsurları açısından inceledim.
Başlıklar birbirinin hemen aynı
AA'nın iki gün içinde geçilen altı haberinin beşinin başlıkları birbirinin aynı. 'Küçük yaşta evlenen kadın 3 çocuğuyla cezaevi yolu gözlüyor', 'Erken yaşta evlenen kadın ailece yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini umut ediyor', 'Erken yaşta evlenen kadın iki çocuğuyla eşinin yolunu gözlüyor', 'Küçük yaşta evlendikleri için eşi cezaevinde olan kadından 'düzenleme' talebi', 'Erken yaşta evlenen kadın eşinin cezaevinden çıkacağı günü bekliyor'. Sadece bir haberin başlığı biraz farklı onda da 'Muğlalı gelin 'babasını işte bilen' kızıyla mutlu haber bekliyor' denilmiş. Altı başlığın ortak yanı, mağdur oldukları, cezaevi yolu gözledikleri belirtilen kadınların kocaları için af çıkarılmasını beklediklerinin vurgulanması.
Çocukların cinsel istismarı meşrulaştırılıyor
Bu haberlerin tümünde kadınlar/kız çocukları için 'erken yaşta evlenen' ya da 'küçük yaşta evlenen' tanımı yapılıyor. Kadınların/kız çocuklarının ağzından 'kaçarak evlendikleri', 'severek evlendikleri' gibi anlatımlara yer veriliyor. Halbuki altı haberdeki kadınların altısı da 'evlendikleri' günlerde henüz 14 yaşında. Medeni Kanuna göre henüz 'ergin' birey değiller o sırada. Çocukların kendi istekleriyle evlenmelerinden, rızalarından söz edilemez. Kanuna göre, evlilik için 18 yaşına girmiş olmak gerekiyor. Olağanüstü hallerde hakim 16 yaşını doldurmuşların evlenmesine karar verebiliyor.
Ama AA, çocuk olduklarını göz ardı ediyor. Kadınlar/kadın örgütleri 'çocuk gelin' tanımına bile karşı çıkarken, 'Erken yaşta evlenen' tanımını tedavüle sürerek, küçük kız çocuklarının istismarını meşrulaştırmaya çalışıyor. Halbuki Türk Ceza Yasası'nın 103. Maddesi, 15 yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışı, 'çocukların cinsel istismarı suçu' kabul ediliyor. Bu durumda 'evlenen' değil, 'evlendirilen' demek daha doğru.
Duygusal dille istismar normalleştiriliyor
AA'nın haberlerinde 'Eşinin yolunu gözlüyor', 'Mutlu haber bekliyor', 'kadın ailece yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini umut ediyor' gibi duygusal bir dil kullanılıyor. 'Yalnız kalan genç kadınlar', 'babasız kalan çocuklar', 'zor durumdaki aileler' tablosu oluşturularak, ergin erkeklerin 14 yaşında kızlarla birlikte olmasına masumiyet kazandırmaya, normalleştirmeye çalışılıyor.
Erkeklerin yaşı gizleniyor
Altı haberin üçünde erkeğin, 14 yaşındaki kız çocuklarla 'evlendiği' sırada kaç yaşında olduğu bilgisi verilmemiş. Üç erkek de 25-21 ve 20 yaşlarındaymış, bu bilgi de satır aralarına gizlenmiş. Anlaşılan çocuk yaştaki kızlarla erkeklerin aralarındaki yaş farkının gizlenmesine ya da arada büyük fark olmamasına da özen gösterilmiş bu haberler hazırlanırken. Gerçekte ise çoğu zaman aradaki yaş farkı daha büyük olabiliyor, kız çocukları ailelerinin baskısı altında kendilerinden büyük erkeklerle birlikte olmaya zorlanabiliyor. AA, bu haberleriyle kız çocuklarının zorla 'evlendirilmelerini' ve kendilerinden büyük erkeklerle/oğlan çocuklarıyla birlikte olmaya zorlanmalarını da aklamış oluyor.
Çocuk anne olduklarından söz edilmiyor
AA'nın haberlerinde kadınların tamamı, bir yıl içinde hamile kaldığını söylemiş. Bu tarafı üzeri örtük geçmiş ama çocuk yaşta 'evlendirilen' kız çocuklarının, çocuk yaşta anne olduğunu anlıyoruz. 15 yaşında bir kız çocuğunun anne olması, çocukluğunu yaşayamaması, geleceğini kendisinin belirleme şansını yitirmesi; yaşamı boyunca da erkeğe bağımlı kalması doğal görülüyor haberlerde. Bu 'evlilikleri' normalleştirmeye çalışan AA'nın haberlerinde bu kadınların eğitimi, mesleği ile ilgili bilgi verilmeyerek, sorunun bu yanının üzeri örtülmüş.
Çocuklara dini akit de yapılamaz
Altı haberdeki altı kız çocuğu da önce dini akitle 'evlenmiş' sonra da 'resmi nikah' yapılmış. Yaratılmak istenen 'mağduriyet' algısı için tipik örnekler seçilmiş. Bu haberleri okuyanlar, bu durumdaki kız çocuklarının sonradan terk edilmediklerini, hepsinin mutlu biçimde evliliklerini sürdürdüklerini, tek sorunun 'kocalarının affedilip evlerine dönmemesi' olduğunu sanacak. Oysa küçük kız çocuklarının bu tip birlikteliklerinin tümünün resmi nikah ve mutluluk tablosuyla devam ettiği söylenemez. Üstelik dini akitin resmi açıdan hiçbir bağlayıcılığı yoktur. En önemlisi de 14 yaşında ergin olmayan kız çocuklarına dini akit de yapılamaz. Bu da suçtur.
AA muhabirleri kadınları arayıp bulmuş
AA'nın, çocuk yaşta evlendirilen kadınlarla ilgili haberleri, Türkiye'nin değişik kentlerinden geçilmiş. İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Adana, Konya, Muğla. Enteresan şekilde, altı haber de olayın tarafı olan kadınlar ya da yakınlarının bir açıklaması ya da eylemi nedeniyle yazılmamış. AA muhabirleri kendileri arayıp bulmuş, konuşmuş bu kadınlarla. Yani, aynı anda altı farklı kentteki AA muhabirleri iki gün içerisinde birden 'küçük yaşta evlenen kadınlar' yapmak üzere harekete geçmiş; haberleri yapıp servise koymuş.
Bu da yurt düzeyindeki muhabirlere AA'nın merkezinden bir talimat verildiğini ortaya koyuyor. İki gün boyunca altı haber yapıp sonra neden duraksadılar? Medyada ve sosyal medyadaki tepkilerden dolayı mı bu haberlere ara verdiler? Bu soruların yanıtlarını bilemiyoruz ama önümüzdeki günlerde devam edebilirler.
Af teklifine destek kampanyası
Çünkü AKP ve MHP, bu konuyu TBMM gündemine getirmeye hazırlanıyor. Haber7.com'da 15 Nisan'da yayımlayan 'Erken yaşta evlilik mağdurlarına müjde' haberi, iki partinin bu konuda anlaştığı müjdesini veriyor:
'Erken yaşta evlilikler sebebiyle mağdur olan binlerce ailenin beklediği infaz ertelemesi düzenlemesi Meclis gündemine geliyor. AK Parti bu kapsamda hazırladığı teklifi MHP ile de paylaştı.
Teklife göre, 10 Nisan 2020 tarihi itibariyle mağdur ile failin evlenmiş olması, suçun işlendiği tarihte failin başka biriyle evli olmaması, mağdurun şikayetinin bulunmaması, suçun işlendiği tarihte mağdurun 14 yaşına girmiş olması, mağdur ile fail arasında 15 yıldan fazla yaş farkının bulunmaması şartlarını taşıyanların infazları ertelenecek.'
Haber7.com'un bu haberinde de Anadolu Ajansı'nın haberlerindeki dil kullanılmış. 'Erken yaşta evlilikler' başlığı burada da kullanılıyor. Ama hem Hilal Kaplan'ın, hem de AA'nın haberlerinde yakın yaşlardaki kızlarla erkeklerin birliktelikleri örnek verilirken, af teklifinde yaş farkı 15'e yükseliyor. Öyle 3-5 yaş farkı değil…
Bu teklif böyle yasalaşırsa örneğin 14 yaşındaki bir kız çocuğuyla 'evlenen' 29 yaşındaki bir erkeğin cezası bile affedilecek. Kız çocuklarının kendilerinden büyük erkekler tarafından cinsel istismara uğraması yasayla meşrulaştırılmış olacak.
Anlaşılan iktidar partisinin bu hazırlığına destek için medya kampanyası açılmış. 'Erken yaşta evlilik' başlıklı haber ve yazılarla bu affa zemin hazırlanmaya çalışılıyor. Anadolu Ajansı'nın altı haberle 'küçük yaştayken yaşadıkları masum aşk öyküleri yüzünden mağdur olan kızlar ve erkekler' algısı yaratmaya çalışmasının amacı da bu.
Anadolu Ajansı, siyasi iktidarın medya kampanyasının kullanışlı aygıtı olmuş da haberimiz yok.