Kadın cinayetlerinde medyanın dili! Hangi başlıklar cinayeti meşrulaştırıyor?

Kad%C4%B1n+cinayetlerinde+medyan%C4%B1n+dili%21;+Hangi+ba%C5%9Fl%C4%B1klar+cinayeti+me%C5%9Frula%C5%9Ft%C4%B1r%C4%B1yor?
ABONE OL

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, önceki gün yaşanan Gamze Pala cinayetinin gazetelerde yer alış şeklini analiz etti. Faruk Bildirici, bazı gazetelerin cinayetin gerekçesini ön plana çıkararak cinayeti meşrulaştırdığını ifade etti.

Türkiye'nin kanayan yarası olan kadın cinayetlerinin son kurbanı Rize'nin Fındıklı ilçesinde yaşauan Gamze Pala olmuştu. 
AK Parti İlçe Başkan Yardımcı olan Gamze Pala, Savaş Dalançıkar tarafından öldürülmüştü. Katil Savaş Dalançıkar, cinayeti işleme gerekçesi olarak da, Gamze Pala'nın görüşme istediğini kabul etmemesini göstermişti. 
 
Dalançıkar, verdiği ifadede reddildiği gururuna yediremediğini söylemişti.
 
Önceki gün yaşanan olay kamuoyunda geniş yer bulmuş ve yıllardır artarak devam eden kadın cinayetlerinin önüne geçilememesi vatandaşları bir kez daha hem üzmüş hem de sinirlendirmişti.
 
Erkeklerin hala reddilmeyi kabullenemeyen zihniyetten vazgeçememesi ve bu düşüncenin değişmemesi sosyal medyada yapılan yorumlarda eleştirilmişti.
 
Sosyal medyada devletin kadın cinayetlerindeki tutumu ve kadınları değersiz gösteren politikaları eleştirilirken bir başka eleştiri konusu da meclisten geçen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanıp Resmi Gazete'de yayınlanan infaz yasasında yer almamasına rağmen ayrı bir taslak üzerinde çalıştığı ve mecliste kulis çalışmaları yapıldığı iddia edilen çocukların cinsel istismarına yönelik af söylentileri oldu.
 
13 Nisan akşamı TBMM Genel Kurulu'nda infaz düzenlemesine ilişkin teklifin kabul edildiği sıralarda çocuğun cinsel istismarı suçuna ilişkin bir teklifin de verildiği öne sürülmüş, TBMM Adalet Komisyonu'nun CHP Grup Sözcüsü Zeynel Emre, “Böyle bir teklif adalet komisyonuna gelmedi, mecliste görüşülmedi ve kanunlaşmadı” diyerek tepki çeken iddiaları yalanlamıştı.
 
Ancak kadın örgütleri hükümetin, çocukların cinsel istismarı suçuna ilişkin ayrı bir yasa teklifi hazırladığı ve taslak teklife göre infaz yasasına geçici madde eklenmesinin planlandığı yönünde meclisten aldıkları duyumlara dikkat çekmişti.
 
Buna göre 10 Nisan 2020’den önce evlenmiş olanlar, belirlenen 5 kriteri birlikte taşıması halinde tahliye edilecek ve 5 yıl evli kalmak şartıyla yaptırımlardan kurtulacak.
 
Kadın örgütlerinin verdiği bilgilere göre taslakta bu kriterler şöyle sıralanıyor:
 
Suçun, cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenmesi. 10 Nisan 2020 tarihi itibarıyla mağdur ile failin evlenmiş olması. Suçun işlendiği tarihte failin başka biriyle evli olmaması. Mağdurun şikâyetinin bulunmaması. Suçun işlendiği tarihte mağdurun 14 yaşına girmiş olması. Mağdur ile fail arasında 15 yıldan fazla yaş farkının bulunmaması.
 
Devletin resmi ajansı AA'nın 14 yaşında evlenen bir çocuk için "Erken yaşta evlilik" başlığıyla haberleştirmesi 18 yaşında evlendirilen çocuklarla ilgili af ile ilgili yasa tasarısı olduğu yönünde yorumlanmış ve bunun istismar değil 'erken yaşta evlilik olarak yansıtılması' tepki çekmişti. İktidarın bu haberler ve söylentilerle kamuoyunda nabız yokladığı da düşünülmüştü. 
 
KADIN CİNAYETİNDE MEDYA HANGİ DİLİ KULLANIYOR?
 
 
Özellikle kadın haklarını savunan derneklerin büyük tepki gösterdiği Gamze Pala cinayeti ile ilgili ise medya ombudsmansı Faruk Bildirici de bir yazı kaleme aldı.
 
Faruk Bildirici, Gamze Pala olayının medyada veriliş şeklini analiz etti.
 
Haber dilinden söküp atılamayan kalıplamış ifadeler nedeniyle haber dilinde işlenen cinayetlerin meşrulaştırıldığını belirten Faruk Bildirici, "Medyanın büyük bölümü, haber dilinden söküp atamadığı kalıplarla kadın cinayetlerinin zihinlerde meşrulaşmasına katkıda bulunuyor" dedi.
 
Faruk Bildirici, haberde cinayeti işleyen erkeğin ifadesinden alıntılar yapılarak, cinayetin gerekçesinin anlatılmaya ve katille empati kurulmaya çalışmasını eleştirdi.
 
Gazetelerin başlıklarını ve haberleri tek tek incelediğini ifade eden medya ombudsmanı Bildirici, Hürriyet, Sabah, Posta, Birgün, Evrensel, Karar ve Türkiye gazetelerinin başlıklarının kadın cinayetini öne çıkartarak gerekçe aramadıklarını ve cinayeti meşrulaştırmadıklarını belirtti. 
 
Bu gazetelerin habere attıkları başlıkların sağduyulu olduğunu söyeleyen Bildirici, en çok kötü başlığın ise "Karşılıksız aşk ölüm getirdi" ifadesiyle Sözcü Gazetesi'ne ait olduğu yazdı.
 
Sözcü'nün, cinayeti katilin gözünden yansıttığını söyleyen Faruk Bildirici, gazetenin katilin fotoğrafını blurlamasını ve soyadını kodlamasını da eleştirdi. Bildirici, ayrıca katilin saplantılı tacizinin aşk olarak gösterilmesini de eleştirdi.
 
Faruk Bildirici, Sözcü dışında Akşam, Korkusuz, Yeni Çağ ve Yeni Şafak gazetelerinin başlıklarını da eleştirdi.
 
Faruk Bildirici'nin yazısı şu şekilde:
 
Lafa gelince medyanın tamamı kadın cinayetlerine karşı ve bu cinayetleri önlemek için çaba harcamaktan yana. Ama ne yazık ki, gerçek bu değil. Medyanın büyük bölümü, haber dilinden söküp atamadığı kalıplarla kadın cinayetlerinin zihinlerde meşrulaşmasına katkıda bulunuyor. 
 
    Eskiden “cinnet geçirdi”, “namus cinayeti” gibi ifadelerle yapılırdı meşrulaştırmaya katkı.
 
Şimdi onların yerini “karşılıksız aşk”, “platonik aşk, “arkadaşlık teklifinin reddedilmesi” aldı.  Habere de katil erkeğin ifadesinden cümleler serpiştirilerek cinayetin “gerekçesi” aktarılıyor, nedense katille empati geliştirmeye, onu anlamaya çalışıyor bu tip haberi yazan muhabirler ve yayımlayan editörler. Ama maalesef öldürülen kadın konuşamıyor…
 
        Başlıklarda meşrulaştırıldı, gerekçelendirildi
 
        Rize’nin Fındıklı ilçesinde önceki gün meydana gelen kadın cinayetinde de haber ve başlıkların çoğu o bildik kalıplarla yazılmıştı.  Resepsiyon görevlisi olarak çalışan, aynı zamanda AKP İlçe Başkan Yardımcısı olan Gamze Pala adlı kadının Savaş Dalançıkar adlı bir erkek tarafından öldürülmesi haberlerinde “Aşk”, “platonik aşk”, “saplantılı aşk”, “karşılıksız aşk”, “arkadaşlık teklifi reddedilince öldürdü”, “Reddedilince dehşet saçtı” başlıklarından geçilmiyordu.
 
     Gazetelerdeki başlıkları ve haberleri inceledim. Hürriyet, Sabah, Posta, Birgün, Evrensel, Karar ve Türkiye, vahşeti ve kadın cinayetini öne çıkarmış, cinayeti meşrulaştırmamış ve gerekçe aramamışlardı:
 
       “Sabah: Gamze Pala saplantılı caninin kurbanı oldu
 
        Hürriyet: Gamze katledildi
 
         Posta: Canavar
 
         Türkiye: Kadın cinayeti / Yok böyle vahşet
 
         Birgün: İsyan ettiren kadın cinayeti
 
         Evrensel: Fındıklı’da kadın cinayetine isyan
 
        Karar: Canavar önce izledi sonra vahşice katletti
       Bu saydığım gazeteleri sağduyulu başlıkları nedeniyle kutlamak gerek.  Sözcü, Akşam, Korkusuz, Yeni Çağ ve Yeni Şafak gazeteleri ise kadın cinayetini “aşk” ve “reddedilme” gibi gerekçelere dayandırmışlardı:
 
        Sözcü: Karşılıksız aşk ölüm getirdi
 
         Akşam: Arkadaşlığı reddedince öldürüldü (İç sayfa: Platonik caniden önce kurşun sonra bıçak
 
         Korkusuz: Saplantılı aşık dehşet saçtı
 
         Yeni Çağ: Reddedilen çılgın aşık kadını hunharca kesti
 
        Yeni Şafak: Reddedilince dehşet saçtı
 
      En kötü başlık, tartışmasız Sözcü’nün. “Karşılıksız aşk ölüm getirdi”! Cinayeti gerekçelendirmek, cinayeti katilin gözünden yansıtmakla kalmıyor, katilin saplantılı tacizini “aşk” diyerek yüceltiyor. Üstelik Sözcü hiçbir gazetenin yapmadığı şekilde katilin yüzünü flulaştırıp, soyadını kodlamış. Bunu yaparken öldürülen kadının gülümseyen bir fotoğrafını kullanmakta sakınca görmemiş!
 
      Aynı şekilde Akşam gazetesi de ilk sayfadaki “Arkadaşlığı reddedilince öldürüldü” başlığındaki “arkadaşlığın reddedilmesi” gerekçesine iç sayfada “Platonik caniden önce kurşun sonra bıçak” diyerek, cinayete bir de “Platonik aşk” ilavesinde bulunuyor.
 
     Günlük dilde “platonik aşk”, yanlış biçimde “karşılığı olmayan aşk” ya da “imkansız aşk” anlamında kullanılsa da gerçekte “ideal aşk” kastediliyor bu kavramla.  Savaş Dalançıkar adlı erkek katilin böylesi bir aşkla bağlandığı nasıl söylenebilir öldürdüğü Gamze Pala adlı kadına? Böyle bir cinayeti, “aşk” kavramı ile yan yana getirmemek gerekir.
Cinayeti duygusal cümlelerle anlattılar
 
   Daha kötüsü tüm gazetelerdeki başlıklarla haberler birbirini tutmuyordu. Sağduyulu başlık atan Hürriyet, haberin içinde de “platonik aşk” ve “arkadaşlık teklifi” gibi gerekçelendirmeye gitmemişti. Sadece spotta “..mesaj atarak, arayarak sürekli taciz ettiği öğrenildi. Tutuklanan Pala’nın ‘Arkadaşlık teklifimi reddetti’ bahanesine sığındığı ortaya çıktı” denilmiş. Katilin daha önce de kadını taciz ettiği ve arkadaşlık teklifinin de bir bahane olduğu vurgulanmış.
 
      Ama öbür gazetelerde “aşk”, “arkadaşlık teklifi” gibi ifadeler, cinayete gerekçe yaratacak biçimde kullanılmış. Hatta Sabah’ta “reddedilmeyi gururuna yediremeyen bir erkek” portresi çizilip dramatize edilmiş cinayet:
 
     ““Pala’ya aşık oldu, evlenmek istedi. Sürekli reddedildi. Bunu gururuna yediremeyen zanlı, önceki akşam öğretmenevine geldi, silahını Pala’ya doğrultup peş peşe silaha bastı.”
 
     Sözcü’nün haberi başlığından daha kötü bir yaklaşım içinde. Sabah’taki gibi duygusallaştıran bir dil kullanmakla kalmıyor, katilin gerekçesini de olumlayarak sunuyor:
 
     “Platonik aşk duyduğu kadın arkadaşlık teklifini reddedince önce kurşunladı, sonra boğazını kesti, Cani ‘Hazmedemedim’ dedi.
 
Faruk Bildirici'nin yazısının devamını okumak için tıklayınız
twitter takip