'Kaç hapishanede, kaç mahpusa test yapıldı?’ sorusunun cevabı kamuoyuyla paylaşılmıyor'

%E2%80%99Ka%C3%A7+hapishanede,+ka%C3%A7+mahpusa+test+yap%C4%B1ld%C4%B1?%E2%80%99+sorusunun+cevab%C4%B1+kamuoyuyla+payla%C5%9F%C4%B1lm%C4%B1yor%E2%80%99
ABONE OL

Türkiye’de koronavirüs salgınının ilk görüldüğü 11 Mart’tan bu yana en tartışılan konuların başında cezaevlerindeki tutukluların durumuydu...

 
Yağmur Kaya / Serbest Gazeteci
 
Ceza İnfaz Yasası kapsamında 93 bin kişi cezaevlerinden tahliye edildi. Binlerce hükümlü ve tutuklunun bulunduğu cezaevlerinden verilen bilgiler, koronavirüsten şu ana kadar 6 tutuklunun hayatını kaybettiği yönünde. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut ise CİİST’e şu ana kadar koronavirüsten dolayı kaç kişinin yaşamını yitirdiğine dair herhangi bir bilgi ya da başvuruda bulunulmadığını söyledi. Korkut, Adalet Bakanı tarafından cezaevlerine dair bilgilerin düzenli bir şekilde verilmemesinin en temel sorunlardan biri olduğunu belirtiyor. 
 
Birçok sivil toplum kuruluşu ile birlikte ağır hasta tutukluların derhal cezasının ertelenmesi ve evlerinde sağlık hizmeti almalarının sağlanmasını talep ettiklerini, ancak bu taleplerinin dikkate alınmadığını söyleyen Korkut, “Bu konuda hiçbir adım atılmadı. ATK yerine üniversite hastanelerinin raporlarının geçerli sayılması ve bürokratik sürecin kısaltılması gerekiyordu, bu yapılmadı. Bunun en dramatik sonucu Sabri Kaya’nın bırakıldığı gece hayatını kaybetmesi. Oysa pandeminin ilk başladığı günde ailesi cezasının ertelemesi için başvurmuştu. Bir gecikme olmadan sağlık hizmetine erişebilseydi, sonuç farklı olabilirdi. Tüm bu üzücü örneklere rağmen, açıklamalarda cezaevlerine dair hiçbir bilgi verilmiyor. İlk alınması gereken tedbir bu olduğu halde hala adım atılmıyor” diyor... 
 
*Berivan Korkut
 
‘Mahpusların hastane sevklerinde ciddi sıkıntılar var’
 
Pandemi sürecinde cezaevlerindeki gelişmelere dair genel bir bilgi verir misiniz? 
 
Önlemler üzerinden ilk söyleyebileceğimiz genel bir kapatma haliyle sorunu çözmeye çalıştıkları olacaktır. İlk aşamada bu anlaşılabilirdi ama şu an sürecin uzaması ihtimali üzerinden tabii ki farklı adımlar bekleniyor. İlk olarak görüşler durdurulmuştu ve yerine 10 dakika ek telefon hakkı eklenmişti. Haziran ayı itibarıyla aileden bir kişi, bir görüş şeklinde bir düzenlemeye gidildi ama tabii bu da yeterli değil. Aynı zamanda kişilerin aillerinden uzak yerlere sevk edilmesi sorunu dikkate alındığında, görüş sorunu ciddi bir sorun. Yine avukat görüşlerinde sınırlamaya gidilmişti, bir an önce gerekli düzenlemeler yapılarak bu sorunun ortadan kaldırılması önemli. 
 
Şu an sosyal ve sportif aktiviteler durmuş durumda, bu konuda da adım atılmasını bekliyoruz. Belki koğuşların ortak çıkarılması olmayabilir ama her koğuş tek başına spora çıkarılmalı. Yine İKM’lerin kuruma alınmadan karantinada tutulma uygulaması da var. Bu ay itibarıyla artık kurumda değil evde karantina yapılacak diye bir açıklama daha yapıldı. Bunun yanında sağlık alanında ciddi bir önlem alınmadı, hastane sevklerinden sonra 14 karantina uygulaması koşuluyla hastane sevklerinin yapılacağı söyleniyor. Öte yandan mahpusların hastane sevklerinde de ciddi sıkıntılar var. Acil durumlar dışında kronik hasta ve ağır hasta mahpusaların tedavisi durmuş durumda. Ayrıca karantinada mahpus tek başına ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa ek bir hizmet sunulmuyor.
 
‘Bir gecikme olmadan sağlık hizmetine erişilebilseydi sonuç farklı olabilirdi’
 
Bu dönemde biz de dahil birçok sivil toplum kuruluşu, ağır hasta mahpusların derhal cezasının ertelenmesi ve evlerinde sağlık hizmeti almalarının sağlanması talebimiz dikkate alınmadı. Bu konuda hiçbir adım atılmadı. ATK yerine üniversite hastanelerinin raporlarının geçerli sayılması ve bürokratik sürecin kısaltılması gerekiyordu, yapılmadı. Bunun en dramatik sonucu Sabri Kaya’nın bırakıldığı gece hayatını kaybetmesi. Oysa pandeminin ilk başladığı günde ailesi ceza ertelemesi için başvurmuştu. Bir gecikme olmadan sağlık hizmetine erişebilseydi sonuç farklı olabilirdi. Tüm bu üzücü örneklere rağmen, açıklamalarda bu konuda hiçbir açıklama yapılmıyor. İlk alınması gereken tedbir bu olduğu halde hala adım atılmıyor maalesef. 
 
 
Spesifik olarak bu süreçte covid-19'dan yaşamını yitiren tutuklular oldu mu? Elinize buna dair bilgiler ulaştı mı?
 
Derneğimize doğrudan Covid-19  üzerinden fazla bir başvuru olmadı. Sadece basında yansıyan Silivri’deki aileler üzerinden birkaç başvuru geldi. Ama basına ve açıklamalara yansımayan bir başvuru almadık. Bu konuda Adalet Bakanı'nın dönemsel açıklamaları oldu ama bu konudaki temel sorunlardan biri, bilginin yeterli ve periyodik olarak verilmemesi. En son 11 Haziran'da TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun oturumunda bakan yardımcısının açıklamaları oldu. Basında da çokça yer aldı bu açıklamalar.
 
Sonrasında CTE  ”COVİD-19 Pandemi Sürecinde Ceza İnfaz Kurumları” diye bir rapor yayınladı. O rapora göre; şimdiye kadar hapishanelerde 6 mahpusun Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiği bilgisi vardı. Yine bu güne kadar 374 mahpusa ‘Covid-19 pozitif tanısı konulmuş ve iyileşmiştir’ deniyor. Son olarak şu an hala hasta olan 72 mahpus olduğu ve bunlardan 38'inin hapishaneye kabul sürecinde hastalık tespiti yapılmıştır, diye belirtilmektedir. Bu rapora göre, şu an hasta olan 34 mahpus hapishanede hastalığa yakalanmışlardır. 
 
‘Kaç hapishanede, kaç mahpusa test yapılmıştır?’ sorusunun cevabı kamuoyu tarafından bilinmiyor’
 
Burada şunu da belirtmek isteriz ki, Adalet Bakanlığı'nın da tıpkı Sağlık Bakanlığı gibi belli periyotlarla açıklama yapması olumlu olurdu. Yine TBMM’deki toplantıda olduğu gibi sayılar konusunda sorulan sorulara yeterli cevap verilmemesi oldukça sıkıntılı bir durum. 
Örneğin, ‘Kaç hapishanede, kaç mahpusa test yapılmıştır?’ sorusunun cevabı kamuoyu tarafından bilinmiyor. Yine mahpuslara yeterli sayıda temizlik malzemesi dağıtıldığı açıklamalarda yer alıyor. Bunun yanında her mahpusa, hangi periyodlarla ve ne kadar ürün verileceği bilgisi mevcut değil. 
 
Yine bu süreçte CİSST'nin tutukluların durumuna dair yetkili kurumlara başvurusu oldu mu? Olduysa eğer yanıtladı mı? 
 
Evet, çeşitli başvurularımız oldu ama bildiğiniz gibi süreç normalde de yavaş işleyen bir süreç. Üzerine bir de pandemi ve beraberinde yaşanan kamu kurumlarında çalışan sayısının azaltılması eklenince cevapların daha da gecikmesi söz konusu oldu. Şu an için başvurularımıza ciddi bir dönüş yapılmadı.
 
Cezaevlerinde şu an kaç bin tutuklu var? Bunların kaçı siyasi, kaçı adli tutuklu?
 
Aslında bu hepimizin çok kolay cevaplayabilmesi gereken bir soru olmalıydı. Maalesef şu koşullarda tam olarak kaç mahpus sorusunun cevabı kamuoyunda yok. Zaten CTE sitesinde güncel hapishane sayısı verilirken mahpus sayısı ve mahpus guruplarının dağılımının verilmemesi ciddi bir sorun. Bu sebepten biz çeşitli dönemlerde yapılan açıklamalardan yola çıkarak tahmin yürütmek zorundayız. Örneğin hapishanelerde kaç mahpus bulunduğuna dair son kamuoyuyla paylaşılan sayı 285 bin civarıydı. Yine adli siyasi mahpus sayısında dair verilen son resmi bilgi 2018 yılına ait. Bu tarihte 258 bin mahpusun yaklaşık 45 bini siyasi mahpuslardan oluştuğu belirtiliyor. Yani tüm sayının yaklaşık olarak %17 si oluşuyordu. CTE, son açıklamasında Nisan - Haziran ayları arasında 42 bin 736 mahpusun denetimli serbestlikten faydalandığını aktarmış. Bu bırakılan mahpusların içerisinde siyasiler bulunmamakta. Gördüğünüz gibi sorunuza doğrudan bir cevap veremiyoruz ama bu açıklamalar üzerinden kabaca şunu varsayabiliriz: Şu an hapishanelerde bulunan tüm mahpusların yaklaşık yüzde 20 ile yüzde 25 arasındaki bölümünün siyasi tutuklu olduğunu tahmin edebiliriz.
 
Bu konuda yukarıdaki karmaşık açıklama da aslında bize çok net bir bilgi aktarıyor. Teknoloji çağında bir düğmeye basılarak öğrenilebilecek sayıların paylaşılmamasından kaynaklı, bu kadar basit ve tek cümlelik cevap gerektiren bir soru için sayılar verip, tahminler yürütmek zorunda kalıyoruz. 
 
Tutuklu yakınları CİSST'e ulaşıyor mu? Yakınları cezaevlerinde ne gibi hak ihlali olduğuna dair bilgiler paylaşıyor?
 
Evet bize hala mahpuslar ve mahpus yakınları ulaşıyor. Özellikle danışma hattımıza gelen başvuru sayısında artış var. (Danışma hattı: 0212 252 53 11)
 
Gelen şikayetlerin büyük bir kısmı aslında süreçle bağlantılı. Başlıklar halinde sıralayacak olursak;
 
*Hastane sevklerinin durması ve sıklıkla revirden bile hizmet alamamak, ilaçlarını düzenli kullanamamak.
 
*Temizlik malzemesi, maske gibi temel ürünlerin kendilerine düzenli ve yeterli dağıtılamaması ve kantinde pahalıya satılması.
 
*Mektup, gazete gibi iletişim araçlarının ciddi şekilde sınırlanması.
 
*Su kesintileri.
 
*Yemeklerin özellikle açık kurumlardaki mahpuslar izne çıkarıldıkları süreçte dağıtılamaması.
 
*Bunun yanında yemek çeşitliliği ve hastalık sürecinde bağışıklığı güçlendirecek yiyecek çeşitliğinin az olmaması, aynı zamanda miktarın yeterli olmaması olarak sıralaya biliriz. 
 
Avrupa'da Covid-19 salgını için cezaevleri boşaltılırken Türkiye'de adlî tutukluların serbest bırakılıp, siyasî tutukluların serbest bırakılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Aslında biz süreç başladığından beri cezası belli bir sürenin altına düşmüş bütün mahpusları kapsayacak bir genel af talebini dillendirdik. Bu konuda birçok insan hakları kurumu ve meslek odası da çeşitli çağrılar yaptı. Ama maalesef siyasi mahpusları dışarıda tutan bir yasa çıktı. Bu yasa ile birlikte yukarıda da belirttiğimiz gibi yaklaşık 43 bin kişi hapishanelerden bırakıldı.Yine açıklamalara göre, 64. 661 açık kurumdaki mahpuslar covid-19 nedeniyle izne gönderilmiştir. Hastalığın seyrine göre bu izinlerin daha da uzatılması mümkün. Ama bu bir bırakılma hali değil, sadece hastalık döneminde iki aylık periyotlarla kullanılan bir izin. İzinler kalktığında mahpuslar açık kurumlara geri dönecek.
 
Tüm bu veriler ışında bakıldığında hastalık başladığından beri mahpus sayısı 107.397 azaltılmıştır. Şu an mevcut durumda Türkiye hapishanelerinin kapasitesi 236.755, tüm bu salıverilme ve izinlerle hapishanelerdeki kapasite fazlası ortadan kaldırılmış oldu.
 
Bunun yanında Türkiye’de artırılmış kapasite diye bir sorun var. Bir bilgi edinme başvurusuna göre 114 kapasite ile inşa edilen kurumların kapasitesi zaman içinde artırılarak 218 bine çıkarılmıştır. Burada artırılmış kapasitenin nasıl sağlandığı belirsiz. Ek bina mı yapıldı, ortak alanlar koğuşlara mı dönüştürüldü, yoksa koğuş içerisine ek ranza mı eklendi? Bu soruların cevabı da maalesef bizde mevcut değil. Ama bize gelen başvurularda mahpuslar ek ranza konularak kapasitenin artırıldığını ve bu durumun birçok soruna yol açtığını belirtiyorlar. Buradan yola çıkarak her ne kadar mahpus sayısı kapasite oranında azaltılmış olsa da hala ciddi bir kalabalık sorunu olduğunu söylemek mümkün. Süreç uzarsa, izne gönderilmiş olan mahpusların durumunun ne olacağı da hala belirsizliğini koruyor.
 
twitter takip