'Ortada hiçbir ifşa olayı yok ve hiçbir beşinci kol faaliyeti gibi bir şey yok. Devletin 1 liradan dahi haberi var'

%E2%80%99Ortada+hi%C3%A7bir+if%C5%9Fa+olay%C4%B1+yok+ve+hi%C3%A7bir+be%C5%9Finci+kol+faaliyeti+gibi+bir+%C5%9Fey+yok.+Devletin+1+liradan+dahi+haberi+var%E2%80%99
ABONE OL

Avukat Zelal Pelin Doğan, fon tartışmalarının hukuki boyutunu Medyakoridoru'na değerlendirdi.

Pınar Karahan / Serbest Gazeteci

[email protected] 

 

Yaklaşık 2 hafta önce Türkiye'deki bazı medya kuruluşları ve derneklerin ABD merkezli Chrest Foundation’dan ve AB fonlarından destek alması, hem tartışma konusu oldu, hem de bu desteklerden faydalanan gazetecilerin sosyal medya lincine maruz kalmasıyla karşımıza çıktı.

Medyascope’un hibe almasını Odatv’nin haberleştirmesi üzerine, “Künyemizde yazıyor zaten gizli ve yeni bir şey değil” diyen Medyascope’un sahibi Ruşen Çakır, sosyal medyada eleştirilerin hedefi oldu. 

Peki gazetecilik ve sivil toplum kurumları için verilen fonların hukuki içeriği neleri kapsıyor?

Avukat Zelal Pelin Doğan anlatıyor...

Av. Zelal Pelin Doğan

"İktidarın hedef göstermesi ve bu alana ilişki regülasyon çalışmaları yeni değil. 2020’nin sonlarında sivil toplum yasası olarak adlandırılan çok kötü bir yasa geçti: Kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesine ilişkin kanun. Bu kanun tasarısı Meclis’te de çok ciddi tartışmalara da sahne oldu. Bununla birlikte Avrupa Konseyi’nin ilgili birimleri bu kanun tasarısını çok fazla eleştirdiler. Hatta 300’ün üzerine sivil toplum kurumu bunlarla ilgili imza topladılar ve yasa tasarısının aynı zamanda sivil toplum kurumlarının ortadan kaldırılması için oluşturulan bir yasa tasarısı olduğunu söylemişlerdi. Fakat bunca tepkiye rağmen bu yasa tasarısı geçti. Özellikle de fon ve bağış alan kurumlara yönelik ciddi bir sindirme ve baskı mekanizması haline dönüşebilecek nitelikteydi. Çünkü özellikle de yurtdışı kaynaklı fonlara ve bağışlara ilişkin belli birtakım bildiri ve denetleme gibi koşullar öngörüyordu. Elbette sadece bununla sınırlı değildi. Özellikle de bu kurumlarda çalışan kişilere ilişkin belli birtakım yükümlülükler getiriyordu. Bununla birlikte bu kurumların çok fazla ve belirsiz bir sürede denetlenmesinin önü açılmıştı. Nitekim birçok sivil toplum kurumu da denetim geçirdi. Dolayısıyla fon tartışmaları yeni tartışmalar değil.

Sosyal medyada fon alan kişi ve kurulara yapılan saldırılar da ciddi manada saçmalıktı. Odatv haberiyle gündeme gelen bu fon meselesi aslında bir ifşa olayı değil. Resmen ortalığı bulandıran bir haberdi. Birtakım kişiler ve kurumlar bu haberden yola çıkarak fon alan gazetecilere saldırmaya başladı. Ama ortada ne bir beşinci kol faaliyeti, ne bir ifşa olayı ne de başka bir şey var. Devletin, bu kişilerin veya kurumların hesaplarına giren 1 liradan bile haberi var. Dolayısıyla ortada hiçbir ifşa olayı yok ve hiçbir beşinci kol faaliyeti gibi bir şey yok. Aslında gazetecilik faaliyeti yürüten kurumlar ya da sivil toplum kurumları, aslında bir kamu faaliyeti yürütüyor. Bu gibi kurumlar kamusal kaynaklardan tamamiyle yoksun oldukları için bu fonlara ihtiyaç duyuyorlar. Dolayısıyla yapılan saldırılar çok saçma.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in yaptıkları açıklamalar da bu suyu daha da bulandırdı. Bir kez daha tekrarlayacak olursam, gazetecilerin veya medya kurumlarının fon alması, hukuka ayırı ve yasal olmayan eylemler değil.”

twitter takip