MİT mensubunun cenazesini haberleştirdiği için Manisa'da 15 Şubat Salı günü tutuklanan ve ertesi gün serbest bırakılan gazeteci Hülya Kılınç, Medyakoridoru'nun sorularını yanıtladı.
Libya'da şehit olan MİT mensubunun cenaze görüntülerini odatv.com'da yayınladığı için hakkında dava açılan gazeteci Hülya Kılınç, aynı davada yargılanan gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel ile birlikte bu hafta tutuklanıp serbest bırakılmıştı. 15 Şubat Salı günü Manisa Emniyet Müdürlüğü'ne gidip teslim olan Kılınç'ın ,Anadolu Ajansı (AA) tarafından basına servis edilen fotoğraflarında koluna ahlak bürodan bir polisin girdiği görülmüş ve gazetecinin emniyette yalnız bırakılması tepki toplamıştı.
Kılınç, o fotoğrafın hikâyesini ve tutuklandığı gün neler yaşadığını, Medyakoridoru Genel Yayın Yönetmeni Canan Kaya'ya anlattı.
İşte, Kılınç'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"HABERİMİN ARKASINDAYIM, BUGÜN OLSA YİNE YAPARIM"
Haberi yazarken işin hapis cezasına varacağını düşünmedim açıkçası. Çünkü ben gazeteciyim, ortada bir haber var ve bunun yapmam gerektiğini düşündüm. Bugün olsa yine o haberi yapardım. Haberi yaparken de tutuklanırken de cezaevindeyken de hep haberimin arkasında durdum, hâlâ da arkasındayım. Gazeteci söyler ve bir anlamda da denetim görevi yapar. Ben de bu görevimi yerine getirdim aslında."
"MANİSA GAZETECİLER CEMİYETİ TUTUKLANDIĞIM İÇİN 'SAKINCALI' DİYEREK BENİ YÖNETİME ALMADI"
Tutuklandığı gün 'neden meslektaşları, milletvekilleri ve gazetecilik meslek örgütleri tarafından yalnız bırakıldığı' tepkileri sorulduğunda Manisa Gazeteciler Cemiyeti'nin, tutuklanıp cezaevine girdiği için kendisini yeni oluşturulan yönetime almadığını söyleyen Kılınç, o toplantıda konuşulanları şu sözlerle aktarıyor:
"Ben daha önce Manisa Gazeteciler Cemiyeti'nin yönetimindeydim. Son genel kurulda yeniden yönetim belirlenirken sadece benim adımı çıkarmışlar. Cemiyetin başkanını arayıp "Neden bu yönetimde Hülya yok?" diye sorduklarında "O yönetim için yasaklı, sakıncalı" diyor. Neden? Çünkü ben tutuklandım, cezevine girdim..."
"KOLUMA AHLAK POLİSİ GİRDİĞİNDE, AA MUHABİRİ FOTOĞRAFLARIMI ÇEKİYORDU"
Kılınç, tutuklandığı gün koluna ahlak bürodan bir polisin girdiği fotoğrafların AA tarafından servis edilmesiyle ilgili ise şöyle konuştu:
"Bir kere ben AA'nın servis ettiği haberde yazıldığı gibi evimden alınmadım, adliyeye gidip kendim teslim oldum. Adliyede bir erkek polis bana eşlik etti ve beraber emniyette asayiş şubeye gittik. Orada 3 polis memuru vardı. Asayiş şubede 5 dakika kaldıktan sonra 7 erkek hükümlüyle birlikte dışarıya çıkıp araca doğru yöneldik. Yanımızda ise asayişten 2 erkek polis vardı. Hep birlikte bir minibüse bindik. Bizi Manisa Şehir Hastanesi'ne götürdüler. Gerekli kontroller yapıldıktan sonra polislerin hastaneki odasında beklemeye başladık. O sürece kadar hiç kadın polis görmedim. Sonra "çkıyoruz" dediler. Ben önden çıktım ve cam kapıdan dışarıda Anadolu Ajansı'nın (AA) beni beklediğini gördüm. Görünce 'AA'nın nasıl haberi oldu?' diye düşündüm. Her habere tek muhabir gönderen AA, benim için 3 kişi göndermişti. Tabii AA'yı görünce birdenbire afalladım. Sonra koluma aniden bir kadın polis girdi. Araca kadar birlikte gideceğimiz söylendi. Muhabir, kameraman ve temsilci karşımda bekliyor yani... O polisle birlikte araca kadar giderken fotoğraflarımı çektiler. Çok çirkin bir kumpas kurdular, hesap verecekler."
Tamamı, Medyakoridoru'nun YouTube kanalında!
NE OLMUŞTU?
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesinin 9 Eylül 2020’de sanıklar Aydın Keser, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel’in “istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçundan 4 yıl 8 ay 7’şer gün, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ın ise 3 yıl 9’ar ay hapis cezalarına çarptırılmasına ilişkin karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 28 Ocak 2022’de onanmıştı.
Söz konusu onama kararı üzerine haklarında verilen hüküm kesinleşen sanıklardan Hülya Kılınç, kararın infazı için 15 Şubat'ta Manisa İl Emniyet Müdürlüğü'ne gidip teslim olmuştu.
Manisa Şehir Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen Kılınç, aynı gün cezaevine gönderildi. Bir sonraki gün ise bugün serbest bırakıldı.
Aynı dava kapsamında Barış Pehlivan ve Murat Ağırel de 15 Şubat tarihinde cezaevine girip tahliye olmuşlardı.
