Sırrı Sakık: Tanju Özcan'ı kapının önüne koyamayan CHP, Kürt sorununu nasıl çözecek?

ABONE OL

Eski HDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Medyakoridoru’nun YouTube kanalında gazeteci Sedat Sur’un sorularını yanıtladı.

Halkların Demokratik Partisi’in (HDP) eski Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Medyakoridoru’nun YouTube kanalında yayınlanan “Konumuz Siyaset” adlı programda gazeteci Sedat Sur’un sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretinden Newroz kutlamalarına, Kürt sorunundan seçim tartışmalarına kadar birçok önemli konuda açıklamalarda bulunan Sakık, HDP’nin özellikle de 2019 seçimlerinde CHP'ye verdiği desteğin ardından yok sayılmasının, Kürtleri çok yaraladığını belirten Sakık, şöyle konuştu:

“31 MART İÇİMDE BİR HANÇER GİBİ DURUYOR. KÜRTLER SİZİN KÖLENİZ DEĞİL"

“Biz 31 Mart seçimlerinde hesapsız kitapsız CHP'ye destek verdik ama içimde bir hançer gibi duruyor. Şimdi açılışlar oluyor, Ankara’yı, İstanbul’u, Mersin’i, Adana’yı, Antalya’yı bizimle birlikte almışsınız ama Eş Başkan olarak Pervin Buldan, Mithat Sancar yok. Biz olmasaydık bunların hiçbiri olmayacaktı. Öne çıkanlar CHP Genel Başkanı, İYİ Parti Genel Başkanı. Böyle olunca da bunu yüreğimde bir hançer gibi hissediyorum. Biz sizin köleniz değiliz.”

Sakık’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Açıklamalarına ilk olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretine ilişkin değerlendirmeleriyle başlayan Sakık, “HDP’ye her gün hakaretler savuran Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı kapının önüne koyamayan CHP, Kürt sorununu nasıl çözecek?” diye sordu.

“TANJU ÖZCAN’I KAPININ ÖNÜNE KOYAMAYAN CHP, KÜRT SORUNUNU NASIL ÇÖZECEK?”

Ne kadar siyasi aktör varsa Diyarbakır’a Ankara’dan bagajları dolu gittiler. Kimi dedi ki “Avrupa’nın yolu Diyarbakır’dan geçer”, kimi “Kürt sorunu benim sorunum” dedi, kimi ise “Bask modeli” dedi. Bütün siyasi aktörler bu tespitleri yaptı ve bunlar çok doğruydu. Ama hiçbiri hayat bulmadı. Her iktidarın bu taleplerinden sonra şiddet ve baskı politikaları devam etti.  Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinde evet bir iyi niyet var ama sorunu nasıl çözeceğine dair somut bir program ortaya koyamıyor. Sizin gücünüz her gün HDP’ye hakaretler savuran Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı ihraç etmeye yetmiyorsa, yüz yıllık bir Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz? Diyarbakır’a gidiyorsunuz ama üç gün öncesinde Diyarbakır’ın iradesi olan Semra Güzel’in dokunulmazlığını kaldırıyorsunuz. Bir fotoğraftan suç yaratamazsınız. Ama konu HDP olunca CHP, İYİ Parti, MHP ve AKP, hemen bir ruh dördüzü oluşturuyorlar. Dolayısıyla bu ziyarete kuşku ve endişeyle bakıyoruz.

“KİMSENİN KÜRTLERİN SIRTINDAN SİYASETİ DİZAYN ETMEYE HAKKI YOK”

Hiç kimseyle düşmanlık üzerinden bir siyaseti inşa etmek istemiyoruz. En aykırı partiler İYİ Parti ve MHP ile de oturup konuşmak istiyoruz. Tabii ki bir barış sağlanırsa bu ülkenin milliyetçileri, ulusalcıları ve siyasal islamcılarıyla da oturup ortak bir payda da buluşacağız. Kimseyle bir düşmanlık yapma derdinde değiliz. Ama kimsenin de bizim sırtımızdan siyaseti dizayn etmek gibi bir hakkı yok.

Sakık, Kürt sorununun çözümüne ilişkin 2023 seçimlerinde nasıl tavır alınacağı sorusuna şöyle cevap verdi:

KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEK İSTERLERSE AKP İLE DE MASAYA OTURURUZ. SİYASETTE BUNLAR OLMAZ DİYE BİR KAİDE YOKTUR”

Bu topraklarda çok acı yaşadık. Sadece bu iktidar döneminde değil, AKP öncesi de çok acı dolu yıllar yaşadık. Demokrat Parti’den tutun, bugüne kadar gelen bütün partiler, Kürtlere karşı suç işlediler. Evet, AKP çok büyük günahlar işledi. O kadar büyük günahlar işledi ki bu günahlarının affedilmesi için Kürtlerden bin kez özür dilemesi lazım. Ama yüz yıllık bir cumhuriyetten bahsediyoruz, dönüyoruz dolaşıyoruz gelip bir noktada kilitleniyoruz. Siyasette düşmanlık yok. Bugünkü iklimde Cumhur İttifakı ile bir diyaloğun ve müzakerenin olabilme ihtimalini çok zayıf görüyorum. Ama siyasette bunlar olmaz diye bir kaide yoktur ve Kürtler de kapılarını hiç kimseye kapatamazlar. Biz herkesle oturup müzakereye hazırız. Bu sorunları kim çözebilirse, kim ki gelip bu kadim halklardan özür dilerse, buna kim hayır diyebilir. Ama biz bunları kapalı kapılar ardında konuşmak istemiyoruz. Halkımızın talepleri açık ve nettir. Biz bu topraklar bir daha çatışma, silah, ölüm görmek istemiyoruz.”

Her yıl 21 Mart’ta kutlanan Newroz’la ilgili de konuşan Sakık, şu ifadeleri kullandı:

"Newroz’da yeniden milyonlar olarak buluşacağız ve hepimizin ortak bir talebi olacak. "2013’te hayata geçirdiğiniz o müzakereleri yeniden oluşturun" diyeceğiz. Türkiye’nin ihtiyacı olan budur, Kürtler bunu söylüyor. Canı cehenneme, bizim kafamızda Cumhurbaşkanlığı, parlamento gibi şeyler yok. Parlamentoyu küçümsemiyoruz elbette, çözüm adresi olarak görüyoruz. Onun içindir çok ağır bedeller ödüyoruz. Ama biz hayatı sadece vekil, Cumhurbaşkanı, Başbakan olmakla eş değerde görmüyoruz. Çatışmanın ve yeniden bir kavganın bu topraklara hiçbir şey kazandırmayacağını düşünüyoruz."
 

Röportajın tamamını, Medyakoridoru'nun YouTube kanalından izleyebilirsiniz...

twitter takip