Müfit Can Saçıntı: Parasız yaşamanın sırrını yazıyorum

ABONE OL

Artı Gerçek TV’nin YouTube kanalında gazeteci Canan Kaya’nın hazırlayıp sunduğu “Lafı Dolandırmadan” programının bu haftaki konuğu oyuncu ve yönetmen Müfit Can Saçıntı oldu. Kültür Bakanlığı’nın, kültür sanat emekçilerini görmezden geldiğini söyleyen Saçıntı, “Bizim bakanımız yok. O kadar yok ki, sağ olsun turizme endekslenmiş” dedi.

Oyuncu, senarist ve yönetmen Müfit Can Saçıntı, Artı Gerçek TV’de yayınlanan ““Lafı Dolandırmadan programının bu haftaki bölümünde gazeteci Canan Kaya’nın sorularını yanıtladı.. Programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u eleştiren Saçıntı, yeni projesi “Parasız Yaşamanın Sırrı” adlı kitabıyla ilgili de bilgiler aktardı.

İşte, Saçıntı’nın açıklamalarının satır başları:

“KEŞKE BİR KÜLTÜR BAKANIMIZ OLSAYDI"

“Yaz aylarında özellikle de İstanbul’da yeterli açık hava yoktu. Bursa’daki organizatör arkadaşlardan haber alıyorduk. Hepsi tiyatro salonlarını dolduruyordu. Ta ki aşı kartı uygulaması gelene kadar. Yine dolmuş salonlar ama ufak da olsa bir aksama olmuş. Bilet fiyatlarının artmasına rağmen hala salonlar doluyor. Bir ara da genelge net değildi. Gerçekten kültür sanat emekçileri olarak bakanlık anlamında sahipsiziz. Bizim bakanımız yok. O kadar yok ki, sağ olsun turizme endekslenmiş, kültür sanat alanında eleştirilebilecek pek çok nokta var. Sadece en basit olanını söyleyeceğim. Son genelge yayınlandığında, “Aşı olmayanlar giremeyecek” denildi. Ama bunda kapasite sınırlaması devam ediyor mu, etmiyor mu o konuyla ilgili bir açıklama yapılmamış. Bundan, “aşı kartıyla girilirse kapasite sınırlaması yok, full kapasite salonlar dolabilir”, “hayır öceki genelde geçerli, kapasitenin yanıt sıra aşı zorunluluğu da getirdik” anlamı da çıkıyordu. Cezası da 64 bin lira olunca, organizatörler riske girmek istemedi. Keşke bir bakanımız olsaydı, ah olsaydı uzaktan bakmasaydı da İçişleri Bakanlığı’na dönüp “Burada bir belirsizlik var” deseydi.

“MİLLETVEKİLLERİ OYUNLARA MANEVİ DESTEK VERSİNLER. O BİLE İNSANI MUTLU EDİYOR”

Kafamda toplumsal içerikli bir kabare yapma fikri vardı ama hem pandemi hem de genelgedeki muallak durumun yarattığı belirsizlikten ötürü yeni bir prodüksiyon büyük risk taşıyor. En son “İtiraz Ediyorum” adlı oyunumla sahnedeydim. Pandemiden dolayı hem Türkiye’de hem de Avrupa’da oynayamadığım çok yer oldu. Bir önceki oyunla Avrupa’da yaklaşık 105 şehire gitmiştim. O yüzden Türkiye’de göremeyenler “Ortada yoksun” diyorlardı. Mesela “Lafını Esirgemenler” oyunu için Bremen’e gitmiştim en son. Yunan kökenli Alman bir milletvekili oyunu izlemek için gelmiş, Türkçe de biliyor, yanıma geldi tanıştık. Birlikte Yeni Türkü’nün “Olmasa Mektubun” adlı şarkısını söyledik. O Yunanca, ben Türkçe söyledim. Yine ne davetiye, ne de protokol beklemeden başka bir Alman milletvekili daha gelmişti oyunumuza. Onunla da “Çav Bella”yı söylemiştik. Darısı bizim milletvekillerimizin başına. Sadece kendi oyunumla ilgili söylemiyorum, lütfen oyunlara gidip katkı sağlasınlar ve güzel sürprizler yapsınlar.

“PARASIZ YAŞAMANIN SIRRI’NI YAZIYORUM”

Şu sıralar adı “Parasız Yaşamanın Sırrı” olan bir kitap yazıyorum. Aslında ilk olarak sinema filmi olarak düşünmüştüm. “Ne zaman çekeceksin?” diye sorduklarında da ‘parayı bulunca’ diye yanıt veriyordum. Parayı bulup filmi çekemedik. Öyle olunca da roman yazmaya karar verdim. Hikaye şehir hayatının içinde dayanışmanın önemine vurgu yapıyor ve tabii ki yine mizahi bir dille anlatıyorum.

twitter takip