Emekli Orgeneral Çetin Doğan: 28 Şubat'ın asıl hedefi medyayı satın almaktı

Emekli+Orgeneral+%C3%87etin+Do%C4%9Fan:+28+%C5%9Eubat%E2%80%99%C4%B1n+as%C4%B1l+hedefi+medyay%C4%B1+sat%C4%B1n+almakt%C4%B1
ABONE OL

Cumhuriyet gazetesine röportaj veren Emekli Orgeneral Çetin Doğan, 28 Şubat süreciyle ilgili önemli açıklamalar yaptı...

Emekli Orgeneral Çetin Doğan, Cumhuriyet gazetesinden İpek Özbey'e verdiği röportajda, 28 Şubat'ın asıl hedefinin TSK olmadığını belirterek "Asıl hedef medyayı teslim almaya yöneliktir" dedi.

İşte, o röportajın ilgili bölümü:

ASIL HEDEF MEDYAYI SATIN ALMAKTI

"- Ergenekon, Balyoz ve türevi davalardan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok önemli darbe aldığı yadsınamaz. Bu noktada akla gelen soru şu oluyor: 28 Şubat davasının sizce kurgulanma amacı neydi?

28 Şubat davası açıldığında TSK’nin belirttiğiniz davalarla tam teslim alındığını söyleyebiliriz. Bu nedenle kotarılan davanın asıl hedefinin TSK olmadığı kanısındayım.

- Kimdi peki?

Esasen ben dahil sanıkların bir bölümü, Balyoz davasının da sanıklarıdır. 28 Şubat davasında siyaseten bir dönemin rövanşını alma ve iktidarın dayandığı çelik çekirdek tabanı tatmin etme istemi olsa da asıl hedef medyayı teslim almaya yöneliktir. Bu konuda basın mensuplarının ve bazı siyasilerin eski cumhuriyet savcısı Bilgili tarafından soruşturmaya dahil edilmesi üzerine dönemin Başbakanı’nın 29 Eylül 2012 yılında verdiği demeci hatırlatalım: “Sadece medya sahipleri değil, bazı köşe yazarları çağrıldı. Çağrılmayanlar da var. Bana göre onların da çağrılması lazım. Bazı yerlere çağrıldılar, onlardan komut aldılar, orada bunlara neler söylendi. Bunları anlatmaları lazım. Patronların, gizli kalan gerçekleri söylemeleri lazım. Bugün söylemezlerse yarın muhakkak yine söyleyecekler, yine önlerine gelecek. Çünkü bu defter açıldı, kolay kolay kapanmaz. Bu gerçekler önümüze gelecek ki aydınlık geleceğimizi görelim.” Gerçekten de defter kapanmadı ama “Demokles’in Kılıcı” eğreti bir şekilde basının ve işadamlarının üzerinde sallandırılarak “yandaş medya” ve “yandaş işadamları” türetildi.

THEMİS’İN KILICI ELE GEÇİRİLDİ, HOYRATÇA KULLANILIYOR

- Sonuç?

Ülkemiz dünyada basın özgürlüğü açısından 197 ülke arasında 134. sıraya yerleşti. Yargı erkinin siyasal kontrolü basının susturulmasında en etken rolü oynamaya hâlâ da devam etmekte. Canlı örneği halen Yargıtay aşamasında olan 28 Şubat davasının 13 Nisan 2018 tarihli gerekçeli kararında basının “Davanın Şerikleri” olarak nitelendirmesidir. Aşağıda gerekçeli karardan alıntı yaptığımız ifadeler adaletin simgesi Themis’in elindeki kılıcın kimler tarafından ele geçirilip hoyratça kullanıldığının kanıtıdır: “Meslek ilkelerini askıya alarak 28 Şubat darbesinin gerçekleştirilmesine sınırsız lojistik destek veren, çok sayıda -görüntülü - sesli - yazılı- medya kuruluşu ve medya mensubu, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının taleplerine ve talimatlarına uygun haberler ürettiler. Gerçek olmayan haberler yayımladılar, gerçek olan haberleri gizlediler, sanal irtica haberleriyle gündem oluşturmaya çalıştılar.” “28 Şubat darbesinin gerçekleşmesinde, Hürriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Sabah Gazetesi Yayın Yönetmeni Ergun Babahan, Yazıişleri Müdürü Erdal Şafak, Milliyet Gazetesi Yönetmeni Halil Derya Sazak başta olmak üzere, çok sayıda gazeteci, radyo ve TV program yapımcıları çok önemli bir rol oynadı. Eğer medya desteği olmasaydı 28 Şubat darbesi gerçekleşmezdi. Bu darbe sürecinde, komutanların talimatıyla manşetler atanlar, haberler yapanlar, anayasayı ilga ve hükümeti düşürme suçlarının şerikleridir.” Gerekçeli kararda 21 kişiye müebbet hapis cezası verilirken yukarıdaki alıntıda söz konusu edilen talimatlara ilişkin tek satır gerçek bir belge bulunamadığını da belirtelim."

Röportajın tamamını okumak için TIKLAYIN...

twitter takip