Ahmetcan Uzlaşık
11-12 Temmuz tarihlerinde Vilnius'ta gerçekleşen tarihi NATO zirvesi yeni gelişmelere sahne oldu. Zirveye saatler kala görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, üçlü toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünü TBMM'ye iletilmesi kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zirve toplantılarında AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ABD Başkanı Joe Biden, İspanya Başbakanı, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen gibi birçok liderle de bir araya geldi.
TÜRKİYE'YE ÜST DÜZEY İLGİ VARDI
NATO Zirvesi hakkında açıklamalarda bulunan Emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, Zirve'de Türkiye'ye 2000'li yılların başındakine benzer bir ilgi olduğunu aktardı.
Uluçevik, 'Türkiye'nin sürecin başından beri sert bir tutumu vardı ve bunda haklıydı. Batı ülkeleri Türkiye'nin hassasiyetlerini göz ardı ettiler. Zirve'den birkaç gün önce dahi Cumhurbaşkanı'nın çok sert çıkışlarını görüyorduk. Fakat Vilnius'a hareketinden önce onlar bizim Avrupa Birliği sürecimizi açarlarsa biz de yeşil ışık yakarız şeklinde konuştu. Yani aslında Cumhurbaşkanı daha Vilnius'a gitmeden şart koştuğumuz somut istekleri ortadan kaldırdı' ifadelerini kullandı.
Uluçevik ayrıca, Türkiye'nin İsveç'in katılımına yeşil ışık yakmasına NATO ülkelerinden övgüler geldiğini fakat AB üyeliği konusunda gelen cevapların iç açıcı olmadığını aktardı. Türkiye'ye NATO ve AB üyelik süreçlerinin farklı olduğunun 'hatırlatıldığını' da ekledi.
'MECLİS'TEN DÖNMESİ FELAKET OLUR'
İsveç'in katılım kararının TBMM'ye iletilmesi hakkında konuşan Uluçevik, herkesin bu iş bitti havasına büründüğünü aktardı.
TBMM'nin olası bir vetosu üzerine Uluçevik, 'Böyle bir yola gidilmesini kesinlikle tavsiye etmem. Bu 1 Mart 2003 Tezkeresi gibi Batı'yla ilişkilerde bir kopmaya yol açar. 'Almadan verdiğimiz' doğru ama artık elimiz kolumuz bağlı. Yine de MHP gibi iktidarın diğer ortaklarından Vilnius'taki tavırdan hoşlanılmadığı anlaşılıyor' ifadelerini kullandı.
'RUSYA BUNUN İNTİKAMINI ALABİLİR'
Uluçevik, Türkiye'nin dümeni Batı'ya kırmasının altında yatan asıl sebebin ekonomik olduğunu vurguladı.
Rusya'nın nasıl bir tepki verebileceği sorusuna ise, 'Türkiye çok başarılı bir denge politikası yürütüyordu. Dimitriy Peskov'un 'anlayışla karşılıyoruz' sözleri çok dikkatli okunmalı. Rusya, Türkiye'den gün gelir bunun acısını hiç olmadık bir yerde çıkarabilir. Rusya'nın Suriye'nin kuzeyinde askerlerimizi nasıl vurduğu unutulmamalı. O yüzden bu meselede denge korunmalı. Türk dış politikası bunu zaman zaman çok başarılı yapabiliyor' şeklinde cevapladı.
'KIBRIS'TA HEMEN DAYATMALAR BAŞLADI'
Uluçevik, bu gelişmelerin Batı'yla samimi bir sayfa açmak anlamına gelemeyeceğini söyledi.
Batı'nın Türkiye'yi hep en zayıf anında sıkıştırdığını ifade eden Uluçevik, çok büyük bir deprem felaketi atlatmış Türkiye'nin bu felaketi atlatmak için ek kaynaklara ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Uluçevik, 'Türkiye'de ekonomi bu kadar kötüyken Batı farklı alanlarda da Türkiye'yi sıkıştıracak. Kıbrıs konusunda da hemen dayatmalar başladı. 12 Temmuz'da Türkiye NATO'yla uyum konusunda övgüler alırken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'ta federal çözümü tekrar masaya getirdi. Ege'de ise Türkiye zaten son bir yıldır pasif duruma düştü' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Zirve'de Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüşmesi hakkında da konuşan Uluçevik, 'Daha çok kısa süre önceye kadar Erdoğan, Yunanistan ve Miçotakis hakkında çok ağır konuşuyordu. Depremden bu yana ise hiçbir sorun yokmuş gibi davranılıyor. Benim anladığım hükümet yakınlaşmak için bahane arıyordu. Fakat aramızda 9-10 kalem sorun mevcutken bu görüşmeler yalnızca göstermelik şekildedir' eklemelerinde bulundu.