Bu kitabı 'Benim de anlatacaklarım var' sözünden yola çıkarak yazdım

Bu+kitab%C4%B1+%E2%80%99Benim+de+anlatacaklar%C4%B1m+var%E2%80%99+s%C3%B6z%C3%BCnden+yola+%C3%A7%C4%B1karak+yazd%C4%B1m
ABONE OL
Uğur Ateş'in ilk romanı "Kuantum Mektupları" Mona Kitap etiketiyle okurla buluştu. Aynı zamanda avukat olan Ateş'le, ilk kitabının yazım sürecini ve okuyucuya fısıldadıklarını konuştuk... Okurlarımız için biraz kendinizden bahseder misiniz? Avukat ve yazarım. Sanırım en kısa yoldan böyle özetlenebilir. Biraz detay vermek gerekirse devlet memuru bir ailenin ilk çocuğuyum. İlkokulu Antakya, ortaokul ve liseyi Adana, hukuk fakültesini İstanbul, uluslararası hukuk yüksek lisansını Brüksel’de okudum. Sonrası malum; meslek hayatı. 2017 yılında ilk romanımı yazmaya karar verdim ve şu an karışınızdayım. Kuantum Mektupları konusuyla hayli ilgi çekici. Okuyucularımıza biraz bahseder misiniz? Romanın başkahramanı Sara Stern, New York’ta yaşayan kadın bir avukat. Bir gece Türk Yahudi liderliğinden, yani hahambaşılığından hiç beklemediği bir çağrı alıyor. Yahudi ve Hristiyan vakıflarına karşı açılmış davalara bakması için İstanbul’a çağrılıyor. Sara davalarla ilgilenmeyi kabul ediyor etmesine fakat bunların aslında basit birer hukuk davası olmadığını, arkasında büyük holdingler ve cemaatlerin olduğunu anlaması uzun sürmüyor. Polisiye roman yazmaya ve edebiyat dünyasına adım atamaya nasıl karar verdiniz? “Benim de anlatacaklarım var” sözünden yola çıkarak… Yazdıklarım sadece dava dilekçelerinde, hukuki mütalaalarda kalmasın, okurlar da istedikleri ölçüde benim hikâyelerimi, anlattıklarımı, romanlarımı okuyabilsinler diye. Aslında hepsi bu. Mesleğiniz avukatlık. Sara’nın hikâyesine de bu yoldan mı çıkmaya karar verdiniz? Hayattaki seçimler ve tesadüfler kendilerini yaratıyor, sonuçları ve sonrasındaki başlangıçları belirliyor. Yaptığınız şeyler, hiç beklenmedik sonuçlara yol açabiliyor. Bazen avukat olmak romancı olmanıza yol açabiliyor yani. Bu yüzden sorunuza şöyle cevap verebilirim: Avukat olmasaydım bu kitabı yazamazdım. Sara ile ortak yanınız var mı? Sara Stern, asıl itibariyle baba tarafı Alman, anne tarafı ise Türk Yahudisi olan bir aileye mensup, New York’ta yaşayan kadın bir avukat. İlk bakışta benle Sara’nın avukat olmamızdan başka aramızda bir benzerlik yok gibi. Fakat aramızdaki bağ yadsınamayacak kadar büyük. Zira o, benim “hayalim” ve romanı okuyanların da görebileceği gibi o bir avukat veyahut bir insan olmanın yanında aslında “bambaşka” bir şey. Sürükleyici bir roman, devamı gelecek mi? Her yerde diyorum burada da söyleyeyim: Umudum oldukça yazmaya devam edeceğim. Okuyucularımıza son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir? Umudunuzu kaybetmeyin, bana da kaybettirmeyin.
twitter takip