Merdan Yanardağ: Durdu Özbolat'ın söylediği her şey yalan ve iftira

Merdan+Yanarda%C4%9F:+Durdu+%C3%96zbolat%E2%80%99%C4%B1n+s%C3%B6yledi%C4%9Fi+her+%C5%9Fey+yalan+ve+iftira
ABONE OL

TELE1'in kurucu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, Medyakoridoru'nun sorularını yanıtladı...

Dilan Karacan / Serbest Gazeteci

[email protected]

 

Ülkemizde uzun yıllardır tartışılan, aldığı ve almadığı kararlar ile zaman zaman tepki çeken bir kurum olan radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), geçtiğimiz günlerde TELE1 kanalına karşı uyguladığı 5 günlük yayın karartma cezası ile bazı kesimlerden oldukça büyük tepki topladı.

Kanalın kurucu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, doğal olarak bu karara tepki gösterenlerin en başında geliyor.

Medyakoridoru için Merdan Yanardağ ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide merak edilenleri masaya yatırdık.

 

RTÜK'ün TELE1'e verdiği cezayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

TELE1 bağımsız bir televizyon ve medya kuruluşu. Biz kendimizi böyle tanımlıyoruz. Bağımsız olmak çalışanlarına, gazetecilere, aydınlara, siyasetçilere iktidarlardan, iktidardan ve güç odaklarından bağımsız olmak ve tarafsız haber yapmak demek ama ayrıca özgür yorum imkânı sağlamak demektir. Dolayısıyla iktidarın kontrol alanının dışındaki bir medya kuruluşudur. Yaptığı haberler bu nedenle iktidarı rahatsız ettiği için RTÜK aracılığıyla kanala karşı ağır bir baskı uygulanıyor. Tabii bağımsız bir haber kanalı derken, TELE1'in taraf olduğu ilkelerin varlığından da bahsetmek gerek. Biz bunu açıkça ilan ettik. RTÜK tarafından gelen bu durum, gazetecilik mesleğiyle uymayan bir tutumdur.

TELE1 Cumhuriyetten, demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından, kadın haklarından ve laiklikten yanadır. Bunlar da zaten Türkiye’nin kurulmuş ilkeleri arasında yani Cumhuriyetin kuruluş ilkeleri arasında sayacağımız, saydığımız değerlerdir. Böyle bakmak, böyle anlamak lazım. O nedenle TELE1 olarak bu çizgide yayın yapmaya ve gazetecilik görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Tele1’e yönelik bu haksız ve hukuksuz baskıya karşı da mücadele edeceğiz. Önemli olan şu; bu sadece Tele1’e yönelik bir baskı değildir. Aslında Tele1’i izleyen milyonlarca yurttaşın bilgiye ve habere ulaşma hakkının gasp edilmesi durumudur. İnsanların bu hakkının ihlal edilmesidir. Çünkü basın ve ifade özgürlüğü anayasa tarafından teminat altına alınan bir haktır. Bu hakkın kendisini mahkeme yerine koyan -ki mahkeme bile olsa bunu yapamaz -RTÜK tarafından ağır bir şekilde ihlal edilmesi durumuyla karşı karşıyayız. Bizim açımızdan olay bundan ibarettir.

Aynı dönemde Cüneyt Özdemir ve Yurt gazetesinin eski sahibi Durdu Özbolat’la da polemik yaşadınız.  Bu polemiğin geçmişi var mıydı? Yoksa yeni alevlenen bir tartışma mıydı? Sizce neden söz konusu iddiaları gündeme getirdiler?

Biz bunun için Yurt gazetesinin sahiplerine ve diğerlerine gerekli cevapları verdik. Yurt’un sahibi Durdu Özbolat ise yalan söylemek ve iftira atmakla tanınan, bilinen birisi. Onlarla da zaten mahkemede hesaplaştık. Davaları kaybettiler. Söyledikleri yalan. Yalan olduğunu da zaten biz attığımız mesajlarla, yaptığımız haberlerle Tele1.com.tr üzerinden duyurduk. Söyledikleri her şey yalan ve iftira. Zannediyorum zaten kenti tweet'lerini ve mesajlarını geri çektiler. Bizim açımızdan bu iftiraların bir değeri olmadığı gibi gerekli karşılıkları ve gerekli cevapları kendilerine verdik.

Yayın durdurma cezası aldığınız dönemde izleyicilerinizden ne gibi geri dönüşler aldınız?

RTÜK’e ve iktidara karşı çok büyük bir tepki gösterdi diyebiliriz. Bize karşı da çok büyük bir destek verdiler. Sadece izleyicilerimiz değil, kamuoyu ve çeşitli meslek örgütlerinden, derneklerden, vakıflardan, partilerden sağdan sola kadar çok geniş bir toplumsal ve siyasal destek geldi. TELE1’in bu mücadeleden güçlenerek çıktığını düşünüyorum. Fakat RTÜK’ün, iktidarın bir baskı ve sansür aygıtı olarak kullanılmasına bir son verilmelidir. Türkiye’de özgür ve bağımsız gazetecilik yapılmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır. Ancak insan hak ve özgürlüklerine bir saldırı olduğunda ve insan haysiyetine, onuruna yönelik bir hakaret söz konusu olduğunda belli cezai yaptırımlar devreye girmelidir. Bunun dışında siyasal ve ideolojik sebeplerle veya felsefi sebeplerle hiçbir medya kuruluşuna ceza verilmemelidir.

TELE1’in mali kaynağı nedir sorusu çok fazla gündeme geldi. Siz de bu soruya sıklıkla yanıt verdiniz ama tekrar sormak isteriz; Nasıl bir gelir modeliniz var? Hangi kaynaklarla kuruldu TELE1?

TELE1 kendi gelirini kendisi yaratıyor. Biz TELE1’i aldığımız zaman hiç para ödemedik. Borçlarına karşılık aldık. Kanalın vergi borcu, uydu borçları vardı ve biz de denemek istedik. Bağımsız gazeteciler olarak başarılı olduk. Zaten Tele1’i satın aldığımız kişi bunu nasıl aldığımızı dokuz madde halinde açıkladı. Yani bu konuda gerekli yanıtları verdik. Reklam sponsorluklarının yanında izleyici sponsorluğu diye bir alan oluşturduk. İzleyicilerimizin de destekleri oldu. Bunlar gönüllü, herhangi bir kampanya bile açmadan gönüllü şekilde yapılan desteklerdir. Doğrudan kitap satışları ve reklamlarla biz kendi gelirimizi kendimiz yarattık.TELE1, sponsorluklarla Türkiye’de başarılı olmuş ender medya modellerinden biridir.

Son olarak yeni yayın dönemiyle birlikte haber kanalları arasındaki rekabette de hareketlilik yaşanmaya başladı. Mesela Olay TV ve Sözcü TV kuruluyor. Sizce iyi birer rakip olurlar mı?

Diğer televizyon kanalları hakkında değerlendirme yapmayayım. Hayırlı olsun diyeyim. Olay TV zaten var olan yerel bir Bursa kanalıydı. Şimdi onu ulusal ölçekli bir haber kanalı yapmaya hazırlanıyorlar. Nasıl ve hangi çizgide yayın yapacağını bilmiyoruz. Göreceğiz ve bakacağız. Umarım iyi olur çünkü orada çalışan arkadaşlarımız, tanıdığımız insanlar var. Ama biz başkalarının ne yapacağından çok kendimizin ne yapacağına odaklanmış durumdayız. O arkadaşlara da başarılar diliyoruz. Sözcü TV için de aynı şey geçerli.

twitter takip